ErayKitap Web Sitesine Hoş Geldiniz !
Sünen-i Tirmizi Tercume Abdullah Parlıyan
Sünen-i Tirmizi ✪   Hadis-i Şerif Meali ✪   Tercume Abdullah Parlıyan
Ø müslümanın kanı nasıl helal olabilir? yani öldürülebilir?
2158- Ebû Umâme, Sehl b. Huneyf (r.a.)’den rivâyete göre: “Osman b. Afvân, öldürülmek üzere evi kuşatıldığında yukarıdan aşağıya bakarak şöyle konuşmuştu: Allah için söyleyin! Bilmiyor musunuz? Rasûlullah (s.a.v.)’in şöyle buyurduğunu: Müslüman kimsenin öldürülebilmesi ancak şu üç şeyle olur: Evlendikten sonra zina etmek, İslam’a girdikten sonra dinden dönmek veya haksız yere bir adam öldürmek… Allah’a yemin ederim ki ne cahiliyye döneminde nede Müslüman olduktan sonra zina etmedim. Rasûlullah (s.a.v.)’e biat ettiğim günden beri dinimden dönüp irtidat etmişte değilim. Allah’ın haram kıldığı cana da kıymadım, o halde beni hangi sebeple öldüreceksiniz?” (Nesâî, Tahrimüddem: 5)
Tirmizî: Bu konuda İbn Mes’ûd, Âişe, İbn Abbâs’tan da hadis rivâyet edilmiştir. Bu hadis hasendir.
Hammad b. Seleme bu hadisi Yahya b. Saîd’den merfu olarak rivâyet etmiştir. Yahya b. Saîd el Kattan ve pek çok kimse aynı hadisi Yahya b. Saîd’den merfu olarak değil mevkuf olarak rivâyet etmişlerdir. Bu hadis değişik şekillerde Osman (r.a.) vasıtasıyla merfu olarak rivâyet edilmiştir.
Ø canlara ve mallara tecavüz etmek haramdır
2159- Amr b. Ahvas (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v.)’den işittim veda haccında insanlara şöyle diyordu: “Bu gün hangi gündür” Sahabe: “Haccı Ekber” = Kurban bayramının birinci günüdür dediler. Bundan sonra Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Kanlarınız (canlarınız) mallarınız ve ırzlarınız birbirinize haramdır aynen bu bulunduğunuz belde ve gününüzün haram (kutsal) olduğu gibi her suçlu kendi hesabına suç işler Dikkat edin! Hiçbir çocuk babasının yaptığından, hiçbir baba da çocuğunun yaptığından sorumlu tutulamaz. Dikkat edin! Şeytan şu ülkenizde kendisine ibadet edilmesinden ebediyen ümidini kesmiştir. Fakat amellerinizden önemsemediğiniz bazı konularda kendisine itaat edeceksiniz de oda bundan razı olacaktır.” (İbn Mâce, Menasik: 42)
Tirmizî: Bu konuda Ebû Bekre, İbn Abbâs, Câbir, Huzeym b. Amr es Sa’dî’den de hadis rivâyet edilmiştir. Bu hadis hasen sahihtir. Zaide de Şebîb b. Gargade’den bu hadisin benzerini rivâyet etmiştir. Bu hadisi sadece Şebîb b. Gargade’nin rivâyetiyle bilmekteyiz.
Ø müslüman, müsümanı değişik şeylerle ve şekillerde korkutamaz
2160- Sâib b. Yezîd (r.a.)’in babasından ve dedesinden rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Sizden biriniz kardeşinin bastonunu alıp ne şaka nede ciddi olarak ona oyun yapmasın bastonunu almışsa bile ona hemen versin.” (Müslim, Birr ve Sıla: 35)
Tirmizî: Bu konuda İbn Ömer, Süleyman b. Sur’ad, Ca’de ve Ebû Hüreyre’den de hadis rivâyet edilmiştir.
Bu hadis hasen garibtir. Bu hadisi sadece İbn ebÎ Zib’in rivâyetiyle bilmekteyiz. Sâib b. Yezîd, Rasûlullah (s.a.v.) zamanında yetişmiş ve ondan hadis işitmiştir. Rasûlullah (s.a.v.) vefat ettiğinde Sâib yedi yaşında idi. Babası Yezîd b. Sâib, Rasûlullah (s.a.v.)’in ashabından olup kendisi pek çok hadis rivâyet etmiştir. Sâib b. Yezîd, İbn Uht Nemr’dir.
2161- Sâib b. Yezîd’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Yezîd; Peygamber (s.a.v.) ile birlikte veda haccında haccetmişti. Ben ise yedi yaşındaydım. (Buhârî, Hac: 27)
Tirmizî: Ali b. el Medînî, Yahya b. Saîd el Kattan’dan aktararak şöyle diyor: Bu hadisi rivâyet eden Muhammed b. Yusuf sağlam bir kimsedir. Sâib b. Yezîd onun dedesidir. Muhammed b. Yusuf diyor ki: Anne tarafından dedem olan Sâib b. Yezîd’in bana rivâyet ettiğine göre. (Müslim, Birr ve Sıla: 35)
Ømüslüman, müslümana silah doğrultamaz
2162- Ebû Hüreyre (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: “Kim herhangi bir silahı Müslüman kardeşine doğrultursa Melekler ona lanet okurlar.” (Müslim, Birr ve Sıla: 35)
Tirmizî: Bu konuda Ebû Bekre, Âişe ve Câbir’den de hadis rivâyet edilmiştir.
Bu hadis bu şekliyle Hâlid el Hazza’nın rivâyeti olarak Hasen sahih garibtir.
Eyyûb, Muhammed b. Sirin vasıtasıyla Ebû Hüreyre’den bu hadisin bir benzerini merfu olmaksızın rivâyet etmiş olup şu ilaveyi yapmıştır: “Anne baba bir kardeşi bile olsa…”
Bu hadisin bu ilaveli şeklini Kuteybe, Hammad b. Zeyd vasıtasıyla Eyyûb’tan bu şekliyle bize rivâyet etmiştir.
Ø kılıç çıplak olarak (kınından çıkmış vaziyette) alınıp verilmemeli
2163- Câbir (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: “Rasûlullah (s.a.v.), kılıcın kınından sıyrılmış olarak verilip alınmasını yasakladı.” (Ebû Dâvûd, Cihâd: 66)
Tirmizî: Bu konuda Ebû Bekre’den de hadis rivâyet edilmiştir. Hammad b. Seleme rivâyeti olarak bu hadis hasen garibtir.
İbn Lehia bu hadisi Ebû’z Zübeyr’den, Câbir’den, Bünne el Cühenî’den rivâyet etmiştir. Hammad b. Seleme hadisi bence daha sahihtir.
Ø sabah namazını kılmakla kişi; allah’ın himayesine girer
2164- Ebû Hüreyre (r.a.)’den rivâyete göre, Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: “Her kim sabah namazını kılarsa Allah’ın himayesine ve koruması altına girmiştir. Allah bu korumasına karşılık sizden bir şey de istememektedir.” (Tirmizî rivâyet etmiştir.)
Tirmizî: Bu konuda Cündüp ve İbn Ömer’den de hadis rivâyet edilmiştir.
Bu hadis bu şekliyle hasen garibtir.
Ø cemaat (islam toplumundan) ayrılmayın
2165- İbn Ömer (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Ömer, Şam’ın bir bölgesi olan Cabiye’ de bize bir hutbe vererek şöyle konuştu: Rasûlullah (s.a.v.)’in bize söylediği bazı şeyleri size söylemek üzere aranızdayım. O bize şöyle demişti: “Size ashabımı sonra onların peşinden gelenleri sonra da onların peşinden gelenlerin yaşantılarını tavsiye ederim bunlardan sonraki nesillerde yalan yayılacaktır. O derece ki kendisinden yemin etmesi istenmediği halde insanlar yemin edecekler, şâhidlikleri istenmediği halde insanlar yalan şâhidliği yapacaklardır. Dikkat edin bir erkek bir kadınla tek başına kalmasın; üçüncüleri şeytandır. İslam cemaatinden ayrılmayın, ayrılıklardan sakının çünkü şeytan cemaate katılmayıp tek kalanlarla beraberdir. Cemaatten olan iki kişiden uzaktır. Kim Cennetin en güzel yerlerinden köşk sahibi olmak isterse; İslam cemaatinden ayrılmasın. Kimi, yaptığı iyilik sevindiriyor ve kötülükleri de üzüyorsa o kimse mü’mindir.” (İbn Mâce, Fiten: 8)
Tirmizî: Bu hadis bu şekliyle hasen sahih garibtir.
İbn’ül Mübarek bu hadisi Muhammed b. Sûka’dan rivâyet ediyor. Bu hadis Ömer vasıtasıyla Rasûlullah (s.a.v.)’den değişik şekillerde de rivâyet edilmiştir.
2166- İbn Abbâs (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v.), şöyle buyurmuştur: “Allah’ın yardımı cemaatle beraberdir.” (Tirmizî rivâyet etmiştir.)
Bu hadis hasen garib olup, İbn Abbâs’tan, sadece bu şekliyle rivâyet etmesiyle bilmekteyiz.
2167- İbn Ömer (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Allah benim ümmetimi -veya Muhammed ümmetini- sapıklık üzerine bir araya getirmeyecektir. Allah’ın yardımı cemaatle beraberdir. Her kim cemaatten ayrılırsa Cehenneme ayrılmış olur.” (Tirmizî rivâyet etmiştir.)
Tirmizî: Bu hadis bu şekliyle garibtir. Süleyman el Medenî, kanaatimce Süleyman b. Sûfyân’dır. Kendisinden Ebû Davut et Tayâlîsî ve Ebû Âmir el Ukdî ve pek çok ilim adamı hadis rivâyet etmiştir.
Tirmizî: İlim adamlarına göre: “Cemaat anlayışlı ilim ve hadis ehlidir.” Carûd b. Muâzir şöyle derken işittim: Ali b. Hasan’dan işittim şöyle diyordu:Abdullah b. Mübarek’e cemaat nedir? Diye sordum. Ebû Bekir ve Ömer’dir dedi, kendisine Ebû Bekir ve Ömer öldü gitti denildi, dedi ki: Falan ve falan kimseler yine denildi ki onlar da ölüp gittiler. Bunun üzerine Abdullah b. Mübarek şöyle dedi: Onlar geçip giden İslam cemaati denilebilecek toplumun üyeleriydi bugün ise İslam cemaati üyesi olabilecek bir şahıs söyleyeyim O da: Ebû Hamza es Sükkerî’dir.
Tirmizî: Ebû Hamza Muhammed b. Meymun olup Salih bir kimsedir. Abdullah b. Mübarek “Hayatımızda ve zamanımızda” demek istemiştir.
Ø kötülükler ortadan kaldırılmaz ise azab iner
2168- Ebû Bekir es SıddÎk (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: “Ey insanlar; Sizler sadece kendinizden sorumlusunuz eğer siz doğru yolda iseniz sapıklığa düşenler size hiçbir zarar veremezler.” Maide 105. ayetini okuyorsunuz, halbuki ben Rasûlullah (s.a.v.)’in şöyle buyurduğunu işittim: “İnsanlar zâlimi ve zulmünü görüp de onu zulümden el çektirmezlerse Allah’ın onların hepsinin başına bir ceza indirmesi çok yakındır.” (Ebû Dâvûd, Fiten: 1)
Muhammed b. Beşşâr, Yezîd b. Harun vasıtasıyla İsmail b. ebî Hâlid’den bu hadisin bir benzerini bize aktarmıştır.
Tirmizî: Bu konuda Âişe, Ümmü Seleme, Numân b. Beşîr, Abdullah b. Ömer ve Huzeyfe’den de hadis rivâyet edilmiştir.
Bu hadis hasen sahihtir.
Aynı şekilde bu hadisi pek çok kimse İsmail’den, Yezîd’in hadisi gibi rivâyet ederek bir kısmı merfu bir kısmı da mevkuf olarak bize aktarmışlardır.
Ø iyilikler emredilip kötülüklerden sakındırılmak gerekir
2169- Huzeyfe b. el Yemân (r.a.)’den rivâyete göre, Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: “Canım, kudret elinde olan Allah’a yemin ederim ki: Mutlaka iyilikleri emredecek ve kötülüklerden insanları sakındıracaksınız. Böyle yapmaz iseniz Allah size bir ceza gönderiverir de ona dua edersiniz duanız kabul olunmaz.” (Tirmizî rivâyet etmiştir.)
Tirmizî: Bu hadis hasendir.
Ali b. Hucr, İsmail b. Cafer vasıtasıyla Amr b. ebî Amr’dan bu senedle bu hadisin bir benzerini rivâyet etmiştir.
2170- Huzeyfe b. Yemân (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: “Canım kudret elinde olan Allah’a yemin olsun ki: Kıyamet kopmadan önce kendi devlet başkanınızı öldüreceksiniz ve birbirlerinize karşı kılıç çekeceksiniz, dünyanıza da kötü kimseler varîs olacaklar.” (İbn Mâce, Fiten: 11; Müslim, Fiten: 4)
Tirmizî: Bu hadis hasendir. Bu hadisi sadece Ömer b. Ebû Amr’in rivâyetiyle bilmekteyiz.
Ø helak edilen toplumlarda herkes niyetine göre diriltileceklerdir
2171- Ümmü Seleme (r.anha)’dan rivâyete göre; Rasûlullah (s.a.v.) yere batırılan bir ordunun bahsedince Ümmü Seleme: “Belki o ordudan içersinde zorla oraya katılmış olanlar da vardır, deyince: Rasûlullah (s.a.v.) onlar niyetlerine göre mahşer yerinde diriltileceklerdir” buyurdu. (Müslim, Fiten: 2; İbn Mâce, Fiten: 30)
Tirmizî: Bu hadis bu şekliyle hasen garibtir.
Bu hadis aynı zamanda Nafi’ b. Cübeyr’den ve Âişe’den de rivâyet edilmiştir.
Ø kötülükleri el ile ve dil ile değiştirmeye çalışmalıyız
2172- Tarık b. Şihâb (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: “Bayram hutbelerini namazdan önceye alan ilk kimse Mervan’dır. Bir adam kalkıp Mervan’a: Sünnete aykırı davrandın” dedi.
Mervan: Ey Falan kimse burada yapılanlar artık bırakıldı” dedi.
Ebû Saîd dedi ki: Bu adam üzerine düşeni yapmıştır. Rasûlullah (s.a.v.)’den şöyle buyurduğunu işittim: “Her kim kötü bilinen bir şeyi görürse ona el atıp onu düzeltsin, buna gücü yetmez ise dili ile o kötülüğü düzeltmeye çalışsın buna da gücü yetmeyen ise kalbiyle bu işin kötü olduğunu bilsin ki bu durum imanın en zayıf şeklidir.” (Müslim, İman: 20)
Tirmizî: Bu hadis hasen sahihtir.
Ø iki katlı geminin altındakiler ve üstündekilerin durumu
2173- Numân b. Beşîr (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Allah’ın çizdiği sınırlara riayet ederek İslam’ı yaşamaya dikkat gösterenlerle riyakarlık ve yağcılıkla Müslüman geçinenlerin durumu denizdeki bir geminin alt ve üst katını kur’a çekerek paylaşan insanların durumuna benzer. Bunlardan kimisine geminin alt kısmı kimine de üst kısmı düşer. Aşağıdakiler su almak için yukarı inip-çıkarlarken yukarıdakilerin üzerlerine su sıçrattılar. Bunun üzerine yukarıdakiler şöyle derler: “Yukarıya çıkarak bize eziyet etmenize müsaade etmeyeceğiz.”
Aşağıdakiler de şöyle derler: “Biz de geminin alt kısmından bir delik açarak suyumuzu oradan alırız.”
Eğer üsttekiler, alttakileri yapacakları bu işten el çektirmezlerse hepsi birden boğulup ölürler, onlara engel olurlarsa hepsi birden kurtulurlar.” (Buhârî, Şerike: 6)
Tirmizî: Bu hadis hasen sahihtir.
Ø en değerli cihâd; zâlim idareciye hak söz söylemektir
2174- Ebû Saîd el Hudrî (r.a.)’den rivâyete göre, Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurdu: “En üstün cihâd zâlim olup haksızlık yapan devlet idarecisine gerçeği söylemektir.” (İbn Mâce, Fiten: 5)
Tirmizî: Bu konuda Ebû Umâme’den de hadis rivâyet edilmiştir. Bu hadis bu şekliyle hasen garibtir.
Ø Peygamberimizin ümmeti hakkındaki üç dileği
2175- Habbab b. Eret (r.a.)’den rivâyet edildiğine göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v.), bir gün namaz kıldı ve o namazı uzattı. Bunun üzerine Ey Allah’ın Rasûlü bu güne kadar kılmadığın uzunlukta bir namaz kıldın dediler. Rasûlullah (s.a.v.): “Evet bu; korku ve ümid namazı idi. Bu namaz içerisinde ben Allah’tan üç şey istedim ikisini bana verdi; birini vermedi. Allah’tan ümmetimi kıtlıkla helak etmemesini istedim bunu bana verdi. Düşman güçlerinin ümmetimin başına musallat olmamasını istedim, bunu da bana verdi. Üçüncü olarak da ümmetimin birbirine düşürülmemesini istedim bunu bana vermedi” dedi. (Müslim, Fiten: 5)
Tirmizî: Bu hadis hasen sahihtir.
Bu konuda Sa’d ve İbn Ömer’den de hadis rivâyet edilmiştir.
2176- Sevbân (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: Allah, yeryüzünü benim için katladı dürdü büktü bende yeryüzünün doğu ve batı her tarafını gördüm, ümmetimin hükümranlığı ve saltanatı benim için katlanan ve gösterilen yerlerine kadar ulaşacaktır. Bana iki hazine verildi biri sarı biri kırmızı Rabbimden ümmetimin umumî kıtlıkla helak etmemesini ve kendilerinden olmayıp onların köklerini kurutacak haricî (dış düşmanları onların başına musallat kılmamasını istedim. Rabbim ise şöyle buyurdu: “Ey Muhammed kesinlikle hüküm verdim bu hüküm geri çevrilip değiştirilmez, Ümmetin için sana şu müjdeyi veriyorum; onları genel bir kıtlıkla helak etmeyecek ve kendilerinden olmayan köklerini kurutacak bir düşman gücünü onların başına musallat kılmayacağım hatta ümmetine karşı dünyanın çeşitli bölgelerinden -veya çeşitli bölgeleri arasından- bir araya gelseler bile. Fakat sonunda onlar yani senin ümmetin birbirini kıracak ve birbirini esir edecektir.” (Müslim, Fiten: 5)
Tirmizî: Bu hadis hasen sahihtir.
Ø kargaşalı dönemlerde en hayırlı kimse hangi kimsedir?
2177- Ümmü Mâlik el Behziyye (r.anha)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v.), bir kargaşadan bahsetti ve onun yakın olduğunu söyledi. Bunun üzerine Ey Allah’ın Rasûlü! O kargaşalık döneminde insanların en hayırlısı kimdir? Dedim. Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Koyunlarıyla birlikte dağların başında olup davarlarının hakkını ödeyip Allah’a ibadet eden kişi ile atının dizginini eline almış kendisi düşmanını, düşmanı da kendisini ürküten kişi.” (İbn Mâce, Fiten: 13; Ebû Davud, Fiten: 4)
Tirmizî: Bu konuda Ümmü Mübeşşîr, Ebû Saîd ve İbn Abbâs’tan da hadis rivâyet edilmiştir. Bu hadis bu şekliyle hasen garibtir. Bu hadisi Leys b. ebî Selim, Tavûs’tan, Ümmü Mâlik el Behziyye’den rivâyet etmiştir.
Ø dil kılıçlardan keskin; ne zaman olacaktır?
2178- Abdullah b. Amr (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Tüm Arap alemini çepeçevre kuşatacak olan bir fitne çıkacaktır. Bu kargaşada ölenler Cehennemliktir. Bu kargaşada dil kılıçtan daha keskin olacaktır.” (Ebû Dâvûd, Fiten: 3)
Tirmizî: Bu hadis garibtir. Muhammed b. İsmail’den işittim şöyle diyordu: “Ziyâd b. Siminkûş’un bu hadisten başka hadis rivâyet ettiğini bilmiyoruz.” Hammad b. Seleme bu hadisi Leys’den merfu olarak, Hammad b. Zeyd ise Leys’den mevkuf olarak rivâyet etmektedir.
Ø emanet ve güven insanlar arasından kalkacaktır
2179- Huzeyfe b. Yemân (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle aktarmıştır: Rasûlullah (s.a.v.), bize iki konudan bahsetmişti birini gördüm diğerini beklemekteyim; Emanetten bahsetmişti ki: Emanet; önceleri insanların kalblerinin derinliklerine indiğini sonra Kur’ân’ın inip emanet konusunu insanların Kur’ân’dan ve sünnetten öğrendiklerini haber verip emanetin kalkacağından bahsederek şöyle buyurdu: Kişi uykuya dalacak kalbinden emanet duygusu yok edilecek ve basit bir nokta gibi iz kalacaktır. Sonra yine uykuya dalacak bu sefer emanet duygusunun geri kalanı da yok edilerek, çok çalışanın elindeki nasır izi gibi hafif bir iz kalacaktır. Sanki ayağının üzerinde yuvarladığın ve derinin kabarmasına sebeb olan ateş parçasının meydana getirdiği iz gibi onu şişkin görürsün fakat içinde bozuk sudan başka hiçbirşey yoktur. Bunun üzerine Rasûlullah (s.a.v.) bir çakıl taşı alarak ayağının üzerinden yuvarladı ve şöyle buyurdu: Sonra insanlar aralarında alışveriş edecekleri hemen hemen hiç kimsenin emaneti yerine getirmeyeceği bir güne geleceklerdir. Hatta filan oğullarında dürüst bir kişi vardır… denilecek yine kalbinde hardal tanesi kadar imanı olmayan kişilere ne bahadır bir insan, ne kibar, ne akıllı insan denilecektir.
Huzeyfe şöyle devam etti: Öyle zamanlarda yaşadım ki: O günlerde kiminle alışveriş ettiğime aldırmazdım. Müslüman ise o kişiyi dini dürüst olmaya sevkederdi. Yahudî ve Hıristiyan ise onunda başında bulunan devlet gücü ve otoritesi kötülük yapmasına engel olurdu. Ama bugün ise sizden şu birkaç kişiyle alışveriş yapabilmekteyim. (Buhârî, Rikak: 35; İbn Mâce: Fiten: 27) Tirmizî: Bu hadis hasen sahihtir.
Ø bir gün; yahudî ve Hıristiyanların yoluna mutlaka uyacaksınız
2180- Ebû Vakîd el Leysî (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.), Hayber’e çıktığında yolda müşriklerin silahlarını astıklarını bir ağaç olan “Zat-ü envat” adı verilen bir ağaca uğradı. İnsanlar Ey Allah’ın Rasûlü! Dediler: Onların Zat-ü Envatı olduğu gibi bize de bir “Zat-ü envat” tayin et dediler. Bunun üzerine Rasûlullah (s.a.v.): Sübhanallah dedi. Bu söz Musa’nın kavminin Musaya söylediği: “…Ey Musa bize O insanların taptıkları tanrıları gibi bir tanrı yap…” (Araf: 138) söze benzedi. Ben canım kudret elinde olan Allah’a yemin ederim ki: Sizler kendinizden önceki Yahudî ve Hıristiyanların yoluna mutlaka uyacaksınız.” (Müsned: 20892)
Tirmizî: Bu hadis hasen sahihtir. Ebû Vakîd Leysî’nin ismi Harîs b. Avf’tır.
Bu konuda Ebû Saîd’den ve Ebû Hüreyre’den de hadis rivâyet edilmiştir.
Ø kıyamete yakın neler konuşacaktır
2181- Ebû Saîd el Hudrî (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Canım kudret elinde olan Allah’a yemin ederim ki: Yırtıcı hayvanlar insanlarla konuşmadan, kamçısının ucu ve ayakkabısının bağı kişiyle konuşmadan ve kişinin uyluğu kendisinden sonra ailesinin ne yaptığını haber vermeden kıyamet kopmayacaktır.” (Müsned: 11365)
Tirmizî: Bu konuda; Ebû Hüreyre’den de hadis rivâyet edilmiştir. Bu hadis hasen garib olup, bu hadisi sadece Kâsım b. Fadl’ın rivâyetiyle bilmekteyiz.
Kâsım b. Fadl; Hadisçiler yanında güvenilir ve sağlam bir kimsedir. Yahya b. Saîd el Kattan ve Abdurrahman b. Mehdî onun güvenilir bir kimse olduğunu kaydetmişlerdir.
Ø ay; ikiye bölünmüştü
2182- Rasûlullah (s.a.v.) zamanında ay ikiye bölünmüştü de Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştu: “Şâhid olunuz.” (Müslim, Sıfat-ül Münafıkîn: 8)
Tirmizî: Bu konuda İbn Mes’ûd, Enes ve Cübeyr b. Mut’ım’den de hadis rivâyet edilmiştir. Bu hadis hasen sahihtir.
Ø kıyamet alametlerinden yere batma olayları nasıl olacak?
2183- Huzeyfe b. Üseyd (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Biz aramızda kıyameti müzakere ederken Rasûlullah (s.a.v.) üst kattan bize baktı ve şöyle buyurdu: “On alamet görülmeden kıyamet kopmayacaktır;
1- Güneşin batıdan doğması,
2- Ye’cûc ve Me’cûc’ün çıkması,
3- Neml sûresinin 82. ayetinde belirtilen Dabbe’nin çıkması,
4- Biri doğuda biri batıda bir diğeri de Arap yarımadasında meydana gelecek yere batma hadisesi, çöküntüler,
5- Aden’den çıkacak bir ateş ki daima insanlarla beraber olacak, onlarla beraber gelip gidecek ve onlarla beraber istirahat edecektir. (İbn Mâce, Fiten: 29)
Mahmûd b. Gaylân, Vekî’ vasıtasıyla Sûfyân’dan ve Furat’tan bu hadisin bir benzerini rivâyet edip ilave olarak “Duman” dedi.
Hennâd, Ebû’l Ahvas vasıtasıyla Furat el Kazzaz’dan bu hadisi Sûfyân’dan Vekî’in rivâyetine benzer şekilde rivâyet etmiştir.
Mahmûd b. Gaylân, Ebû Davut et Tayalisî vasıtasıyla Şu’be ve Mes’ûdî’den ki bu ikisi Furat el Kazzaz’dan işitmişlerdir. Abdurrahman’ın Sûfyân’dan ve Furat’tan rivâyeti gibi rivâyet etmişler ve ilave olarak “Deccâl ve Duman” demişlerdir.
Ebû Musa Muhammed b. Müsenna; Ebûn Numân el Hakem b. Abdullah el Iclî vasıtasıyla Şu’be’den, Furat’dan, Ebû Dâvûd’un, Şu’be’den rivâyeti gibi rivâyet ederek şu ilaveyi yapmışlardır: “Onuncusu ise ya onları denize dökecek olan bir rüzgar veya Meryem oğlu İsa’nın inişidir.”
Tirmizî: Bu konuda Ali, Ebû Hüreyre, Ümmü Seleme ve Safiye b. Huyey’den de hadis rivâyet edilmiştir. Bu hadis hasen sahihtir.
2184- Safiyye (r.anha)’dan rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: İnsanlar bu beyt’e; Ka’be’ye karşı savaşmaya devam edecekler… Hatta bir ordu savaşmak üzere yola çıkacak çöle veya bu beldenin çölüne geldiklerinde öndekiler arkadakiler ve ortadakiler hepsi yerin dibine batırılacak hiçbiri kurtulamayacaktır. Bunun üzerine Ey Allah’ın Rasûlü! O orduya istemeyerek katılanların durumu ne olacak? Dedim. Rasûlullah (s.a.v.): “Onlar niyetlerine göre diriltileceklerdir” buyurdu. (Müslim, Fiten: 2)
Tirmizî: Bu hadis hasen sahihtir.
2185- Âişe (r.anha)’dan rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Bu ümmetin kıyamete yakın zamanlarda topluca yere batma, kılık değiştirilme ve patlamalar meydana gelecektir.”
Âişe diyor ki: Ey Allah’ın Rasûlü! Aramızda Salih insanlar olduğu halde yine helak olur gider miyiz? Dedim. Rasûlullah (s.a.v.), “Evet çirkin durumlar ortaya çıktığı vakit” buyurdu. (Tirmizî rivâyet etmiştir.)
Tirmizî: Âişe’nin bu hadisi garibtir. Sadece bu şekliyle bilinir. Abdullah b. Ömer’in hafızası yönünde; Yahya b. Saîd söz etmiştir.
Ø güneş batıdan doğacak mı?
2186- Ebû Zerr (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: “Güneş battığı bir sırada mescide girdim. Rasûlullah (s.a.v.), oturuyordu, Ey Ebû Zerr buyurdu: Şu güneş nereye gidiyor biliyor musun? Ben de: Allah ve Rasûlü en iyisini bilir dedim. Bunun üzerine buyurdular ki: Secde etmek için izin almaya gidiyor ve kendisine izin veriliyor, ve sanki günlerden bir gün geldiğin yerden doğ denilecek bunun üzerine güneş battığı yerden doğacaktır. Sonra Rasûlullah (s.a.v.), Yasin sûresinin 38. ayetini okudu: “… O da kendine ait bir yörüngede akıp gider…” Bu okuyuş şekli Abdullah b. Mes’ûd’un okuyuş şeklidir. (Müslim, Fiten: 13; İbn Mâce, Fiten: 32)
Tirmizî: Bu konuda Safvân b. Assâl, Huzeyfe b. Esîd, Enes ve Ebû Musa’dan da hadis rivâyet edilmiştir. Bu hadis hasen sahihtir.
Ø Ye’cûc ve Me’cûc ne zaman çıkacaktır
2187- Zeyneb binti Cahş (r.anha)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v.), bir gün yüzü kızarmış olarak ve üç kere “lailahe illallah” diyerek uykudan uyandı ve şöyle dedi: Yaklaşan bir bela yüzünden Arapların vay haline… Bu gün Yec’üc ve Mec’üc seddinden şu kadar delik açıldı buyurdu ve başparmağı ile şehâdet parmağı daire şeklinde bağladı. Zeyneb dedi ki: Ey Allah’ın Rasûlü! Aramızda Salih kişiler olduğu halde helak olur muyuz? Dedim. Rasûlullah (s.a.v.): “Evet çirkin haller çoğalırsa” buyurdular. (Müslim, Fiten: 1; İbn Mâce, Fiten: 13)
Tirmizî: Bu hadis hasen sahihtir. Sûfyân bu hadisin ceyyid=sağlam olduğunu söylemiştir.
Humeydî, Ali b. el Medînî ve hadis hafızlarından pek çok kimse Sûfyân b. Uyeyne’den bu hadisin bir benzerini rivâyet etmişlerdir.
Humeydî diyor ki: Sûfyân b. Uyeyne diyor ki: Zührî’den yapılan rivâyette bu hadisin senedinde dört kadını ezberledim; Zeyneb binti ebî Seleme ve Habibe ki Rasûlullah (s.a.v.)’in besleyip büyüttüğü kimselerdir. Ümmü Habibe ve Zeyneb binti Cahş ise Peygamber (s.a.v.)’in hanımlarındandır.
Aynı şekilde Ma’mer ve başkaları bu hadisi Zührî’den rivâyet etmiş olup “Habibe’den” dememişlerdir.
İbn Uyeyne’nin bazı arkadaşları bu hadisi İbn Uyeyne’den rivâyet ederek “Ümmü Habibe’yi” zikretmemişlerdir.
Ø Kur’ân okuduğu halde dinden çıkacak olanlar kimlerdir?
2188- Abdullah b. Mes’ûd (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: “Kıyamete yakın zamanlarda yaşları genç hayalleri bozuk bazı kimseler çıkacak bunlar Kur’ân okuyacaklar fakat okudukları Kur’ân köprücük kemiklerinden aşağı geçmeyecektir. İnsanların en hayırlısı olan Muhammed (s.a.v.)’in sözlerini söyleyecekler fakat okun yaydan çıktığı gibi İslam dininden çıkacaklardır.” (Dârimî, Fiten: 22)
Tirmizî: Bu konuda Ali, Ebû Saîd ve Ebû Zerr’den de hadis rivâyet edilmiştir.
Bu hadis hasen sahihtir.
Bu hadisten başka rivâyet edilen hadislerde Kur’ân okuyup okudukları Kur’ân’ın köprücük kemiklerinden öteye geçmeyeceği kimselerin özelliklerinden bahsedilir ki bunlar Harûralı ve diğer Hârîcîlerdir.
Ø torpilli işler kıyamete yakın çoğalacak mı?
2189- Üseyd b. Hudayr (r.a.)’den rivâyete göre: Ensâr’dan bir adam Ey Allah’ın Rasûlü dedi. Falan kimseye devlet işlerinden görev verdin bana vermedin dedi. Bunun üzerine Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Siz tercihli (torpilli) işleri benden sonra göreceksiniz; havuz başında benimle buluşuncaya kadar sabredin.” (İbn Mâce, Fiten: 21; Buhârî, Fiten: 2)
Tirmizî: Bu hadis hasen sahihtir.
2190- Abdullah b. Mes’ûd (r.a.)’den rivâyet edilmiştir. Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Sizler benden sonra torpilli işler ve yadırgayacağınız bir takım işler göreceksiniz Ashab: Bize ne yapmamızı emredersin? Dediler. Buyurdular ki: Onlara haklarını verin kendinize ait olanı ise Allah’tan isteyin.” (Buhârî, Fiten: 2; İbn Mâce, Fiten: 21)
Tirmizî: Bu hadis hasen sahihtir.
Ø dünyanın ömrü ne kadardır?
2191- Ebû Saîd el Hudrî (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v.), bir gün ikindi namazını ilk vaktinde kıldırıp sonra kalkıp konuşmaya başladı. Kıyamete kadar olacak şeylerden bildirmedik hiçbir şey bırakmadı. Bu haber verdiği şeyleri ezberleyen ezberledi unutan unuttu. Söyledikleri arasında şunlar vardı: Dünya yemyeşil çekici ve tatlıdır, Allah sizi dünyaya kendi sistemini yürütesiniz diye halife olarak göndermiştir ve ne yapacağınızı görmektedir. Dünyaya karşı kadınlara karşı dikkatli olun bu iki şey sizi Allah’ın yolundan ayırabilir. Söyledikleri şeyler arasında ayrıca şunlarda vardı: Dikkat edin! Hakkı bilen kişinin söylemesine engel olan şey insanlardan korkusu olmamalıdır.
Ebû Saîd ağladı ve şöyle dedi: Vallahi bazı şeyler gördüğümüz halde gerçekleri söylemekten korktuk.
Söyledikleri arasında şunlar da vardı. Dikkat edin! Her zulüm ve haksızlık yapan kimse için kıyamette yaptığı haksızlık oranına göre bir sancak dikilecektir. Devlet başkanının zulüm ve haksızlığından daha büyük zulüm ve haksızlık olamaz. Onun sancağı ise arkasına saplanıp dikilecektir. O günkü ezberlediklerimiz arasında şunlarda vardı: Dikkat edin! Ademoğlu değişik tabakalarda yaratılmıştır. Onlardan kimi mü’min olarak doğar mü’min olarak yaşar ve mü’min olarak ölür. Bir kısmı ise kafir doğar kafir yaşar ve kafir olarak ölür. Bir kısmı ise mü’min doğar mü’min olarak yaşar ve kafir olarak ölür.
Yine bir kısmı kafir doğar, kafir yaşar ve mü’min olarak ölür. Dikkat edin insanlardan kimileri geç gazâblanıp öfkeden çabucak döner kimileri ise çabucak gazâblanıp çabucak öfkesinden döner hepsi birbirine karşı bir ibrettir. Dikkat edin! Onlardan kimileri de çabucak gazaba gelip gazabının dinmesi gecikir. Dikkat edin! Bunlar içerisinde en hayırlı olanı geç gazâblanıp çabucak öfkesini yenendir. Dikkat edin bunlar içerisinde en şerli olan çabucak gazâblanan ve öfkesini geç yenen kimsedir. Dikkatli olun! İnsanlar arasında kimileride vardır ki vermesi de istemesi de güzeldir. Yine bu insanlardan bir kısmı da vardır ki istemesi güzel ödemesi kötüdür. Yine bazıları da ödemesi güzel, istemesi kötüdür. Bunların hepsi birer ibrettir. Dikkat edin! Onlar arasında istemesi de vermesi de kötü olanlar vardır. Gözünüzü açın onların en iyileri istemesi de vermesi de güzel olandır. Onların en kötüleri ise istemesi de vermesi de kötü olandır. Uyanık olun! Gazâb insanın kalbindeki bir kor parçası gibidir. Bu halde insanı görmez misiniz, gözleri kızarır boyun damarları şişer. Her kim böyle bir durumla karşı karşıya kalırsa sırt üstü toprağa yatsın. Ebû Saîd dedi ki: Batmak üzere olan güneşe bakıyorduk batıp gitti mi diye; bunun üzerine Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: Dikkat edin! Dünyanın geçirdiği ömre karşılık kalan ömrü şu günümüzün geçen zamanına karşılık kalan kadardır yani güneş batmak üzeredir. Yani kıyamette çok yakındır.” (İbn Mâce, Fiten: 18)
Tirmizî: Bu konuda Huzeyfe, Ebû Meryem, Ebû Zeyd b. Ahtab ve Muğîre b. Şu’be’den de hadis rivâyet edilmiştir. Hepsi de kıyamet kopuncaya kadar meydana gelecek olaylardan bahsetmişlerdir.
Bu hadis hasen sahihtir.
Ø şam halkı bozulacak mı?
2192- Muaviye b. Kurre (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Şam halkı bozulunca sizin orada bulunmanızda hayır yoktur. Ümmetimden bir gurup Allah’ın yardımı ile gâlibiyeti sürdürecek kıyamet kopuncaya kadar onlara karşı koyanlar onlara hiçbir zarar veremeyeceklerdir.” (İbn Mâce, Mukaddime: 1)
Muhammed b. İsmail ve Ali b. el Medînî der ki: “Bunlar hadisle uğraşan kimselerdir.”
Tirmizî: Bu konuda Abdullah b. Havle, İbn Ömer, Zeyd b. Sabit ve Abdullah b. Amr’dan da hadis rivâyet edilmiştir. Bu hadis hasen sahihtir.
Ahmed b. Menî’, YezÎd b. Harun vasıtasıyla Behz b. Hakîm’den babasından ve dedesinden aktararak şöyle demiştir: “Ey Allah’ın Rasûlü! Böyle bir durumda bana nereyi tavsiye edersiniz? Rasûlullah (s.a.v.)’de işte şurayı diyerek Şam tarafına işaret etti.”
Tirmizî: Bu hadis hasen sahihtir.
Ø müslümanlar birbirlerini öldürecekler mi?
2193- İbn Abbâs (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: “Benden sonra kafirlere benzeyip birbirinizin boynunu vurmayan.”(Müslim, İman: 29)
Tirmizî: Bu konuda Abdullah b. Mes’ûd, Cerir, İbn Ömer, Kürz b. Alkame, Vâil’e ve Sunabihî’den de hadis rivâyet edilmiştir. Bu hadis hasen sahihtir.
Ø BÜYÜK KARGAŞALAR ÇIKTIĞINDA KİM KİMDEN DAHA HAYIRLI OLACAK?
2194- Sa’d b. ebî Vakkâs (r.a.)’den rivâyete göre; Osman b. Affân’ın öldürülmesiyle sonuçlanan karışıklıkta şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v.)’in şöyle söylediğine şâhidlik yaparım: “Öyle bir karışıklık çıkacak ki oturan kimse ayakta olandan daha hayırlı olacaktır. Ayakta olan yürüyenden daha hayırlı durumda olacaktır. Yürüyen ise koşan kimselerden daha hayırlı konumda olacaktır.” Saîd şöyle dedi: Ey Allah’ın Rasûlü! Evime girip beni öldürmek için elini uzatana ne dersin? Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Adem’in oğlu Habil gibi ol.” (Müsned: 1369)
Tirmizî: Bu konuda Ebû Hüreyre, Habbab b. Eret, Ebû Bekre, İbn Mes’ûd, Ebû Vakîd, Ebû Musa ve Hareşe’den de hadis rivâyet edilmiştir. Bu hadis hasendir. Bazıları bu hadisi Leys b. Sa’d’tan rivâyet ederek hadisin senedine bir kişi ilave etmişlerdir.
Tirmizî: Bu hadis Sa’d tarafından değişik şekillerde de rivâyet edilmiştir.
Ø karanlık geceler gibi karışıklıklarda olacak mı?
2195- Ebû Hüreyre (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Karanlık gecelerin parçaları gibi olan karışıklıklar gelmezden önce hayırlı amellere koşun. O günler gelince kişi mümin olarak sabahlayıp kafir olarak akşamlar kimileride mümin olarak akşamlayıp kafir olarak sabaha çıkarlar. O gün insanlar dinlerini dünyalık karşılığında satacaklardır.” (Müslim, İman: 29; Ebû Dâvûd, Fiten: 1)
Tirmizî: Bu hadis hasen sahihtir.
2196- Ümmü Seleme (r.anha)’dan rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) bir gece uykusundan uyandı ve şöyle buyurdu: “Sübhanallah! Bu gece nice karışıklıklar fitneler ve nice hazineler indi fakat odalarında yatmakta olup bunlardan haberi olmayanları kim uyandıracak? Dünyada nice giysisi olanlar var ki ahirette çıplaktırlar.” (Buhârî, İlim: 27)
Bu hadis hasen sahihtir.
2197- Enes b. Mâlik (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: “Kıyamete yakın karanlık gecenin parçaları gibi karışıklıklar ortaya çıkacaktır. O karışıklıklar içinde kişi mü’min olarak sabahlayıp kafir olarak akşamlayacaktır ve kimileride akşama mü’min olarak çıkıp sabaha kafir olarak çıkacaktır. Bazı kimseler dinlerini dünyalık karşılığında satacaklardır.” (Tirmizî rivâyet etmiştir.)
Tirmizî: Bu konuda Ebû Hüreyre, Cündüp, Numân b. Beşîr, Ebû Musa’dan da hadis rivâyet edilmiştir. Bu hadis bu şekliyle garibtir.
2198- Hasan el Basrî (r.a.)’den rivâyet edilmiştir: “Kişi mü’min olarak sabahlayıp kafir olarak akşamlar, mü’min olarak akşamlayıp kafir olarak sabahlar.” Hakkında şöyle derdi: “Kişi kardeşinin canı malı ve ırzını haram kabul ederek sabahlayıp, akşama mübah sayar hale gelir. Yine mü’min kardeşinin canı malı ve ırzını haram kabul ederek akşamlayıp sabaha mübah sayar halde çıkar.” (Tirmizî rivâyet etmiştir.)
2199- Vâil b. Hucr (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Bir kimse Rasûlullah (s.a.v.)’e şöyle sorarken işittim: “Başımızda bizim haklarımızı vermeyen fakat kendi haklarını bizden isteyen devlet adamları bulunursa bu konuda ne dersiniz?” Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Namaz kılıp Müslüman oldukları sürece onları dinleyin ve itaat edin herkes kendi işinden dolayı sorumludur.” (Müslim, Imara: 16)
Tirmizî: Bu hadis hasen sahihtir.
Ø ilim yok olup kanlı hadiseler çoğalacak mı?
2200- Ebû Musa (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: “Önünüzde öyle günler gelecek ki o günlerde ilim ortadan kalkmış olacak ve herç çoğalacaktır.” Ashab: “Ey Allah’ın Rasûlü! Herç nedir?” Buyurdular ki: “Öldürme hadiseleridir.” (İbn Mâce, Fiten: 26; Dârimî, Mukaddime: 26)
Tirmizî: Bu konuda Ebû Hüreyre, Hâlid b. Velid, Ma’kıl b. Yesâr’dan da hadis rivâyet edilmiştir. Bu hadis sahihtir.
2201- Ma’kıl b. Yesâr (r.a.)’den merfu olarak rivâyet edildiğine göre Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Herc=Karışıklık anarşi ve terör zamanlarında kulluk yapabilmek bana hicret etmek gibi zordur.” (Müslim, Fiten: 26)
Tirmizî: Bu hadis sahih garib olup Hammad b. Zeyd’in Mualla’dan rivâyetiyle bilmekteyiz.
Ø kılıçlar ne zaman bırakılacak?
2202- Sevbân (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Ümmetimin arasında meselelerin halledilmesi için kılıç ortaya konulduğunda kıyamete kadar bir daha kaldırılmayacaktır.” (Müslim, Fiten: 4)
Tirmizî: Bu hadis hasen sahihtir.
Ø karışıklık zamanlarında tahtadan kılıç edinmeli miyiz?
2203- Ühbân b. Zayfî el Gıfârî’nin kızı Udeyse (r.anha)’dan rivâyet edilmiştir. Ali b. ebî Tâlib babama gelerek kendisiyle beraber çıkmasını istedi babam ona dedi ki: Benim dostum ve senin amcaoğlun Rasûlullah (s.a.v.): İnsanlar ayrılığa düştükleri zaman odundan bir kılıç edinmemi bana tavsiye etmişti. Bende bunu edinmiş durumdayım. Eğer istersen o kılıcı alarak seninle birlikte çıkarım. Udeyse: Bu söz üzerine “Babamı bıraktı” dedi. (İbn Mâce, Fiten: 31)
Tirmizî: Bu konuda Muhammed b. Mesleme’den de hadis rivâyet edilmiştir. Bu hadis hasen garibtir. Bu hadisi sadece Abdullah b. Ubeyd’in rivâyetiyle bilmekteyiz.
2204- Ebû Musa (r.a.)’den rivâyet edildiğine göre Rasûlullah (s.a.v.), Fitne (karışıklık ve anarşi) hakkında şöyle buyurdu: “Müslümanlar arasında karışıklık çıktığı zamanlarda; yaylarınızı kırın kirişlerinizi kesip koparın. Evlerinizin içerisine kapanın ve Adem’in oğlu Habil gibi olun.” (Ebû Dâvûd, Fiten: 25; Müslim, İlim: 5)
Tirmizî: Bu hadis hasen garib sahihtir. Abdurrahman b. Servan, Ebû Kays el Evdî’dir.
Ø kıyametin alametleri nelerdir?
2205- Enes b. Mâlik (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v.)’den işittiğim bir hadisi size rivâyet edeceğim ki benden sonra hiçbir kimse bu hadisi Rasûlullah (s.a.v.)’den işitmiş olarak rivâyet edemez. Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Şunlar kıyametin alametlerindendir. İlmin ortadan kalkıp cahilliğin ortalığı kaplaması, zinanın yaygın hale gelmesi, içkilerin bol miktarda içilmesi, kadın nüfusunun çoğalıp erkeklerin azalması hatta elli kadına bir erkek düşecek hale gelmesi.” (İbn Mâce, Fiten: 25; Müslim, İlim: 5)
Tirmizî: Bu konuda Ebû Musa, Ebû Hüreyre’den de hadis rivâyet edilmiştir. Bu hadis hasen sahihtir.
Ø gelecek günler geçmişi aratacak mı?
2206- Zübeyr b. Adîy (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Enes b. Mâlik’in yanına girdik ve Haccac’tan çektiklerimizden dolayı ona yakındık. Bunun üzerine şöyle dedi: “Rabbinize kavuşuncaya kadar geçecek hiçbir sene yoktur ki kendisinden sonra gelen yıllar onlardan beter olmasın bunu Peygamber (s.a.v.)’den işittim.” (Buhârî Fiten: 6)
Tirmizî: Bu hadis hasendir.
Muhammed b. Müsenna, Hâlid b. Harîs vasıtasıyla Humeyd’den ve Enes’den bu hadisin bir benzerini merfu olmaksızın rivâyet etmiştir. Bu hadis birinci rivâyetten daha sağlamdır.
2207- Enes (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Yeryüzünde Allah Allah diyen kalmayıncaya kadar kıyamet kopmayacaktır.” (Müslim, İman: 6)
Tirmizî: Bu hadis hasendir. Muhammed b. Müsenna, Halid b. Haris vasıtasıyla Huımeyd’den ve Enes’den bu hadisin bir benzerini merfu olmaksızın rivâyet etmiştir. Bu hadis birinci rivâyetten daha sağlamdır.
Ø yeryüzü kıymetli madenlerini dışarıya çıkaracak mı?
2208- Ebû Hüreyre (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Yeryüzü içerisindeki altın ve gümüşleri koca koca sütunlar halinde ortaya çıkaracaktır. Hırsız gelip; bunun yüzünden elim kesilmişti diyecek. Katil gelip, bunun yüzünden adam öldürdüm diyecek. Akrabası ile alakasını kesen gelip, bu yüzden akrabalarımla alakamı kesmiştim diyecek sonra hepsi çağrılacak ve yeryüzünün ortaya çıkardığı bu altın ve gümüş madenlerinden hiçbir şey almadan geçip gidecekler.” (Müslim, Fiten, 8; İbn Mâce, Fiten: 25)
Tirmizî: Bu hadis hasen sahih garibtir. Sadece bu şekliyle bilmekteyiz.
Ø en alçak kimse en mutlu kimse oluncaya kadar kıyamet kopmayacaktır
2209- Huzeyfe b. Yemân (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: “Dünyada alçak oğlu alçaklar en mutlu kimseler oluncaya kadar kıyamet kopmayacaktır.” (Müsned: 22214)
Tirmizî: Bu hadis hasen garibtir. Bu hadisi sadece Amr b. ebî Amr’ın rivâyetiyle bilmekteyiz.
Ø on beş kötülük işlenirse belalar iner mi?
2210- Ali b. ebî Tâlib (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Ümmetim onbeş kötülüğü işlerlerse başlarına belalar iner: Ey Allah’ın Rasûlü onlar nelerdir? Denildi. Buyurdular ki: 1- Ganimet, mal, kredi, sermaye belli kişiler arasında devrettiği zaman, 2- Emanet, ganimet sayılıp emanete riayet kalmadığı zaman, 3- Zekat angarya ve cereme sayıldığı zaman, 4- Erkekler hanımlarına itaat edip, 5- Annelerine saygısız davrandığı zaman, 6- Kişi arkadaşına karşı iyi olup, 7- Babasına sıkıntı çektirdiği zaman, 8- Mescidlerde Allah ve Rasûlünün istemediği sesler yükseldiği zaman, 9- Aşağılık kimseler topluma reis olduğu zaman, 10- Bir kimseye şerrinden korkulduğu için ikram edildiği zaman, 11- Her türlü içkiler bol bol tüketildiği zaman, 12- Lüks ve isrâf olan ipekli elbiseler giyildiği zaman, 13- Şarkı söyleyen sanatçıların çoğalıp her iş için çağrıldıkları zaman, 14- Her türlü çalgı aletleri kullanıp elde edildiği zaman, 15- Bu ümmetin sonradan gelen nesilleri önceki atalarını lanetlediği zaman İşte o zaman ve durumlarda bir kızıl rüzgar veya topluca yere batmak, veya şekil ve kılık değişmesi gibi belaları bekleyin.” (Tirmizî rivâyet etmiştir.)
Bu hadis garib olup, bu hadisi sadece Ali b. ebî Tâlib’in bu rivâyetiyle bilmekteyiz.
Bu hadisi Yahya b. Saîd el Ensarî’den; Ferec b. Fedâle’den başka rivâyet eden bir kimse tanımıyoruz. Ferec b. Fedâle hakkında bazı hadisçiler ileri geri konuşmuşlar ve hafızası yönünden zayıf olduğunu söylemişlerdir. Kendisinden Vekî’ ve pek çok hadis imamı hadis rivâyet etmişlerdir.
2211- Ebû Hüreyre (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Ganimet ve devlete ait mallar kredi sermaye belli kişiler arasında dönüp dolaştığı zaman, emanet ganimet gibi sayılıp emanete riayet kalmadığı zaman, zekat verme işi angarya ve cereme gibi sayıldığı zaman, din dışındaki ilimler ve bilgiler öğrenildiği zaman, kişi hanımına itaat edip annesine saygısızlık yaptığı zaman, arkadaşına yakın olup, babasından uzaklaştığı zaman, mescidlerde Allah ve Rasûlünün istemediği sesler yükseldiği zaman, İslam yolundan ayrılan kimselerin kabile başına başkan oldukları zaman, aşağılık kimselerin topluluğun başına idareci olarak geçtikleri zaman. Bir kimseye şerrinden korkulduğu için ikram ve hürmet gösterildiği zaman, şarkıcı ve sanatçı denilen kadınlar ortaya çıktıkları ve meşhur oldukları zaman, her türlü çalgı aletleri çıkıp alınıp satıldığı zaman, içkinin her türlüsü kullanıldığı zaman, bu ümmetin sonradan gelen nesilleri önceki atalarına lanet okudukları zaman bu durumda kızıl rüzgarını gözetleyin, depremleri gözetleyin, topluca yere batmaları bekleyin, kılıç değiştirme olaylarını bekleyin, taşlanma olaylarını gözetleyin ipi kopan kolyenin tanelerinin birer birer dağılıp takip etmesi gibi değişik alametleri bekleyin.” (Tirmizî rivâyet etmiştir.)
Tirmizî: Bu konuda Ali’den de hadis rivâyet edilmiştir.
Bu hadis garib olup sadece bu şekliyle bilmekteyiz.
2212- Imrân b. Husayn (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Bu ümmette topluca yere batma, kılık değiştirme ve taşlanma olayları olacaktır.” Bunun üzerine Müslümanlardan bir adam şöyle dedi: Ey Allah’ın Rasûlü! Bu ne zaman olacak? Buyurdular ki: “Şarkıcı, sanatçı kadınlar ve dansözler çoğaldığı çalgı aletlerinin çoğaldığı ve her türlü içkinin çokça içildiği zaman.” (Tirmizî rivâyet etmiştir.)
Tirmizî: Bu hadis A’meş’den, Abndurrahman b. Sabit’den mürsel olarak rivâyet edilmiştir. Bu hadis garibtir.
Ø kıyamet ve Peygamberimiz birbirine çok yakındır
2213- Müstevrid b. Şeddâd el Fıhrî (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: “Ben, kıyametin soluğunda gönderildim. Şunun şunu geçtiği gibi diyerek şehâdet parmağı ile orta parmağını birbirine yaklaştırarak gösterdi.” (İbn Mâce, Fiten: 25)
Tirmizî: Bu hadis Müstevrid b. Şeddâd rivâyeti olarak garib olup sadece bu şekliyle bilmekteyiz.
2214- Enes (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Ben kıyametle yan yana gönderildim, Ebû Dâvûd, şehâdet parmağı ile orta parmağını gösterdi. Birinin diğerinden fazlalığı da bir şey mi sayılır sanki…” (İbn Mâce, Fiten: 25)
Tirmizî: Bu hadis hasen sahihtir.
Ø kıyamet kopacağı esnada hangi topluma savaş açılacak?
2215- Ebû Hüreyre (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Ayakkabıları kıldan yapılmış bir topluma savaş açılmadıkça kıyamet kopmayacaktır ve siz yüzleri deriyle kaplanmış kalkana benzeyen bir milletle savaşmadıkça kıyamet kopmayacaktır.” (İbn Mâce, Fiten: 36; Buhârî, Cihâd: 94)
Tirmizî: Bu konuda Ebû Bekir es Sıddîk, Büreyde, Ebû Saîd, Amr b. Tağlib ve Muaviye’den de hadis rivâyet edilmiştir.
Bu hadis hasen sahihtir.
Ø kisra ve kayserler de yok olacaklar mı?
2216- Ebû Hüreyre (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Kisra yok olunca başka kisra gelmeyecek kayser yok olunca başka kayser gelmeyecektir. Canım kudret elinde olan Allah’a yemin ederim ki; onların tüm mal varlıkları Allah yolunda harcanacaktır.” (Buhârî, Cihâd: 92; Müslim, Fiten: 11)
14 asır önceki iki büyük devletin başkanları söyleniyor; O gün için İran en süper güç olup başında kisra denilen hükümdar bulunuyor yine süper devlet durumunda olan Rum hükümdarlarına da Kayser deniyordu. O gün her iki süper devlette hezimete uğradı ve onların hazineleri İslam ordularına harcanmıştı…
Tirmizî: Bu hadis hasen sahihtir.
Ø hicaz bölgesinden bir ateş çıkmadıkça kıyamet kopmaz
2217- İbn Ömer (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Kıyamet kopmazdan önce Hadremevt veya Hadramevt yakınlarından bir ateş çıkacak ve insanları çevresinde toplayacaktır. Ashab, Ey Allah’ın Rasûlü! Bize o zaman neyi tavsiye edersin dediler. Şam’a gidin buyurdular.” (Müslim, Fiten: 14)
Tirmizî: Bu konuda Huzeyfe b. Esîd, Enes, Ebû Hüreyre ve Ebû Zerr’den de hadis rivâyet edilmiştir.
Bu hadis İbn Ömer rivâyeti olarak hasen garib sahihtir.
Ø yalancı peygamberler çıkmadıkça kıyamet kopmayacaktır
2218- Ebû Hüreyre (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Her biri Peygamber olduğunu iddia eden otuz kadar yalancı ve Deccâl çıkmadıkça kıyamet kopmayacaktır.” (Ebû Dâvûd, Fiten: 1)
Tirmizî: Bu konuda Câbir b. Semura, İbn Ömer’den de hadis rivâyet edilmiştir.
Bu hadis hasen sahihtir.
2219- Sevbân (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: “Ümmetimden bazı guruplar müşriklere katılıp putlara tapmadıkça kıyamet kopmayacaktır. Aynı zamanda ümmetimden otuz yalancı ortaya çıkacak ve her biri Peygamber olduğunu iddia edecektir. Halbuki ben Peygamberlerin sonuncusuyum benden sonra Peygamber olmayacaktır.” (Ebû Dâvûd, Fiten: 1)
Tirmizî: Bu hadis hasen sahihtir.
Ø sakîf kabilesinden de bir yalancı çıkacak mı?
2220- İbn Ömer (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: “Sakıf kabilesinden çıkacak olan bir yalancı ve hunhar biri çıkacaktır.” (Müslim, Fedail-üs Sahabe: 58)
Tirmizî: O kabileden çıkan Yalancı “Muhtar” isimli kimsedir. Hunhar kimse ise “Haccac b. Yusuf’tur.”
Ebû Dâvûd, Süleyman b. Selmin-il Belhî, Nadr b. Şümeyl vasıtasıyla Hişâm b. Hassân’dan rivâyet ederek şöyle demiştir: “Haccac’ın tutuklayarak öldürdüğü kişileri saydılar, yüzyirmibin kişiyi buldu.”
Tirmizî: Bu konuda Esma binti Ebî Bekir’den de hadis rivâyet edilmiştir.
Abdurrahman b. Vakîd, Şerîk’den aynı senedle bu hadisin bir benzerini rivâyet etmiştir.
Bu hadis hasen garibtir. Bu hadisi sadece Şüreyk’in rivâyetiyle bilmekteyiz. Şerîk=Abdullah b. Usm’dur. İsrail ise Abdullah b. Isme demektedir.
Ø hicrî üçüncü asırdan sonra etlenme ve yağlanma çok mu olacak?
2221- Imrân b. Husayn (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v.)’den şöyle buyurduğunu işittim: “En hayırlı insanların bulunduğu asır benim bulunduğum asırdır sonra onlardan sonra gelenler, sonra yine onlardan sonra gelenlerdir. Bunların ardından çok yiyip içmeden dolayı etlenip yağlanıp şişmanlayarak semiren ve semirmeyi seven ve şâhidlik istenmeden şâhidlik yapan bir toplum gelecektir.” (Müslim, Fedail-üs Sahabe: 52)
Tirmizî: Muhammed b. Fudayl bu hadisi böylece A’meş’den, Ali b. Müdrik’den, Hilâl b. Yesaf’tan rivâyet etmiştir. Hadis hafızlarından pek çok kişi bu hadisi A’meş’den, Hilâl b. Yesaf’tan rivâyet ediyor ve senedinde Ali b. Müdrik’i zikretmemişlerdir.
Tirmizî: Husayn b. Hureys, Vekî’ vasıtasıyla A’meş’den Hilâl b. Yesaf’tan, Imrân b. Husayn’dan bu hadisin benzerini bize aktarmıştır. Bu rivâyet bence Muhammed b. Fudayl’in rivâyetinden daha sağlamdır. Bu hadis başka şekillerde de Imrân b. Husayn’dan rivâyet edilmiştir.
2222- Imrân b. Husayn (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Ümmetimin en hayırlısı gönderildiğim asırda yaşayan Müslümanlardır. Sonra onları takip eden asırlardaki yaşayanlardır. Imrân üçüncü asrı zikredip zikretmediğini hatırlamıyorum. Sonra bir takım insanlar ortaya çıkacak şâhidlikleri istenmediği halde şâhidlik yapacaklar ve böylelikle hainlik edecekler de kendilerine itimat edilmeyecek çok yemelerinden dolayı aralarında şişmanlık yaygınlaşacaktır.” (Müslim, Fedail-üs Sahabe: 52)
Tirmizî: Bu hadis hasen sahihtir.
Ø kaç halife kureyş’den gelecektir?
2223- Câbir b. Semure (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Benden sonra oniki idareci gelecek.” Câbir diyor ki; sonra birşey daha söyledi fakat ben anlıyamadım ve yanımdaki kişiye sordum. Dedi ki: “Hepsi de Kureyş’dendir.” (Ebû Dâvûd, Mehdî: 2)
Tirmizî: Bu hadis hasen sahihtir. Ebû Küreyb, Ömer b. Ubeyd’in babasından, Ebû Bekir b. Ebû Musa’dan, Câbir b. Semure’den benzeri şekilde rivâyet edilmiştir. Yine bu hadis başka bir şekilde Câbir b. Semure’den rivâyet edilmiştir.
Tirmizî: Bu hadis Ebû Musa’nın Câbir b. Semure’den rivâyeti olarak hasen sahih garibtir.
Bu konuda İbn Mes’ûd ve Abdullah b. Amr’dan da hadis rivâyet edilmiştir.
Ø kim halifeyi küçük görür hakaret ederse allah’ta onu alçaltır
2224- Ziyâd b. Küseyb el Adevî (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: İbn Âmir hutbe okurken Ebû Bekre ile beraber onun minberinin yanında idim, İbn Âmir hutbe okurken üzerinde ince bir elbisesi vardı. Ebû Bilâl: İdarecimize bakın fasık kimselerin elbisesini giyiyor dedi. Bunun üzerine Ebû Bekre şöyle konuştu: Sus Rasûlullah (s.a.v.)’den şöyle buyurduğunu işittim: “Kim yeryüzünde Allah’ın halifesine küçük görecek hakaret ederse Allah’ta o kimseyi küçük düşürecektir.” (Müsned: 19538)
Tirmizî: Bu hadis hasen garibtir.
Ø halifelik kaç yıl olacak ondan sonra ne olacak?
2225- Abdullah b. Ömer (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: “Ömer b. Hattâb’a kendi yerine geçecek birini tayin etsen denildi o da şöyle cevap verdi: Ben yerime birini tayin etsem bu uygundur çünkü Ebû Bekir kendisinden sonrası için birini tayin etmişti. Şayet yerime birini tayin etmez isem bu da mümkündür. Çünkü Rasûlullah (s.a.v.) yerine birisini tayin etmemiştir.” (Müslim, Imara: 1)
Tirmizî: Bu hadis biraz uzuncadır ve sahihtir. İbn Ömer’den değişik şekillerde de hadis rivâyet edilmiştir.
2226- Sefine (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Ümmetim arasında gerçek halifelik otuz sene olacaktır bu müddetten sonra iş hükümdarlık sistemine geçecektir.” Sefine bana dedi ki: Ebû Bekir, Ömer ve Osman’ın halifelik sürelerini ve Ali’nin halifelik süresini hesapla… Hesapladık otuz sene olarak bulduk. Saîd dedi ki: Bunun üzerine ona Emeviler hilafetin kendilerinde olduğunu iddia ediyorlar dedim. Dedi ki: Zerkaoğulları denilen Emeviler; yalan söylüyorlar onlar halifelik değil hükümdarlık yapıyorlar ve hükümdarlığın da en kötüsünü yapıyorlar dedi.” (Müsned: 20910)
Tirmizî: Bu konuda Ömer, Ali’den şu söz rivâyet edilmiştir: “Peygamber (s.a.v.), halifelik konusunda bir söz söylememiştir.”
Bu hadis hasendir. Pek çok kimse bu hadisi Saîd b. Cem’han’dan rivâyet etmişlerdir. Bu hadisi sadece onun rivâyetiyle bilmekteyiz.
Ø halifelik kıyamete kadar hep kureyş’den mi olacak?
2227- Habib b. Zübeyr (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Abdullah b. ebû’l Hüzeyl’den işittim şöyle diyordu: Rabia kabilesinden bazı kişiler Amr b. Âs’ın yanında bulunuyorlardı. Bu arada Bekir b. Vâil kabilesinden bir kimse Kureyş yaptığı işlerden vazgeçmelidir. Değilse Allah bu iktidarı Kureyş’in dışında başka bir Arap toplumuna verecektir. Dedi. Bunun üzerine Amr b. As şöyle dedi: Söylediğin çıkmadı çünkü Ben; Rasûlullah (s.a.v.)’den işittim şöyle diyordu: Kureyş hayır ve şer yani cahiliye ve İslam dönemlerinde kıyamete kadar her zaman idareci durumundadırlar.” (Müsned: 18140)
Tirmizî: Bu konuda İbn Mes’ûd, İbn Ömer ve Câbir’den de hadis rivâyet edilmiştir. Bu hadis hasen garib sahihtir.
Ø cehcah isimli biri idareci olacak mı?
2228- Ömer b. Hakem (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Ebû Hüreyre’den işittim şöyle diyordu: Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Azâd edilmiş kölelerden Cehcah isimli, biri idareci oluncaya kadar gece ve gündüz sona ermeyecek yani kıyamet kopmayacaktır.” (Müslim, Fiten: 25)
Tirmizî: Bu hadis hasen garibtir.
Ø sapık ve sapıklığa götürücü idareciler de mi gelecek?
2229- Sevbân (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Ümmetim için tek korkum sapık ve saptırıcı devlet adamlarının çıkmasıdır. Sevbân Rasûlullah (s.a.v.)’in şöyle buyurduğunu da söyledi: Ümmetimden bir cemaat Allah’ın emri tahakkuk edinceye kadar bâtıla galebe çalarak hak üzere devam edeceklerdir. Onları yardımsız bırakanlar onlara zarar veremeyeceklerdir.” (Müslim, Imara: 44)
Tirmizî: Bu hadis sahihtir. Muhammed b. İsmail’den işittim şöyle diyordu: Ali b. el Medînî’den işittim şöyle demişti: Peygamber (s.a.v.)’in “Ümmetimden bir cemaat hak üzere olmaya devam edecektir.” Hadisi Ali’ye hatırlatılınca dedi ki: “Onlar hadisle uğraşan ve ona göre yaşayan kimselerdir.”
Ø dünyanın sonu ne zaman gelecek?
2230- Abdullah b. Mes’ûd (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Ehli beytimden ismi ismime benzeyen bir kişi Arapların başına geçip idarelerini eline alıncaya kadar dünyanın sonu gelmeyecektir.” (Ebû Dâvûd, Mehdi, 7)
Tirmizî: Bu konuda Ali, Ebû Saîd, Ümmü Seleme ve Ebû Hüreyre’den de hadis rivâyet edilmiştir. Bu hadis hasen sahihtir.
2231- Abdullah b. Mes’ûd (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Ehli beytimden ismi ismime benzer bir kişi iş başına geçecektir.” Âsım diyor ki: Ebû Salih, Ebû Hüreyre’nin şöyle dediğini bize aktardı: “Dünyanın bir günlük ömrü kalmış olsa bile o kimsenin başa geçmesi için Allah o günü uzatır.” (Ebû Dâvûd, Mehdî: 7)
Tirmizî: Bu hadis hasen sahihtir.
Ø mehdî her isteyene verecek mi?
2232- Ebû Saîd el Hudrî (r.a.)’den rivâyete göre şöyle demiştir: Peygamberimizden sonra bir olay çıkacağından korktuk ve Rasûlullah (s.a.v.)’e sorduk, buyurdular ki: “Ümmetimin arasında Mehdî çıkacaktır, beş veya yedi veya dokuz (şüphe eden râvî: Zeyd’tir) yaşayacaktır. Ebû Saîd diyor ki: “Bu müddet nedir?” Diye sorduk. Rasûlullah (s.a.v.) “Senedir” buyurdu, ve şöyle devam etti: “Bir kimse o mehdîye gelecek ve Ey Mehdî bana ver bana ver diyecek mehdî de onun elbisesinin eteğiyle taşıyabileceği kadar eteğini dolduracaktır.” (Ebû Dâvûd, Mehdî, 7)
Tirmizî: Bu hadis hasendir. Ebû Saîd’den değişik şekillerde de rivâyet edilmiştir. Ebû’s Sıddîk en Nacî’nin ismi Bekir b. Amr’dır. Bekir b. Kays da denilmektedir.
Ø meryem oğlu isa’da kıyamete yakın inecek mi?
2233- Ebû Hüreyre (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Canım, Kudret elinde olan Allah’a yemin ederim ki Meryem oğlunun adaletli bir hakem olarak size inmesi pek yakındır. O gelince haç’ı kıracak, domuzu öldürecek, cizyeyi kaldıracak, mal o derece çoğalacak ki kimse onu kabul etmeyecektir.” (İbn Mâce, Fiten: 33; Müslüm, Fiten: 23)
Tirmizî: Bu hadis hasen sahihtir.
Ø hangi Peygamberler deccâl’dan sakındırmışlardır?
2234- Ebû Ubeyde b. Cerrâh (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v.)’den işittim şöyle buyurmuştu: “Nuh’tan sonra gelen her Peygamber kavmini Deccâl’den kavmini sakındırmıştır ve ben de sizi ondan önemle sakındırıyorum.” Rasûlullah (s.a.v.) bize özelliklerini bildirdi ve şöyle devam etti: “Belki beni gören ve sözümü işitenlerden biri ona ulaşacaktır dedi.” Ashab: “Ey Allah’ın Rasûlü! O gün kalplerimiz nasıl olacaktır?” Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Aynen bugünkü gibi veya daha da hayırlı.” (İbn Mâce, Fiten: 33; Müslüm, Fiten: 23)
Tirmizî: Bu konuda Abdullah b. Büsr, Abdullah b. Hâris, İbn Cüzey, Abdullah b. Muğaffel ve Ebû Hüreyre’den hadis rivâyet edilmiştir.
Bu hadis Ebû Ubeyde b. Cerrâh rivâyeti olarak hasen garibtir.
Ø Deccâlın belirgin özellikleri nelerdir?
2235- İbn Ömer (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v.), insanlar arasında kalkıp Allah’a layık olduğu şekilde övgüde bulunduktan sonra Deccâl’den bahsederek şöyle buyurdu: “Ben sizi ondan önemle sakındırıyorum her Peygamber de kavmini ondan sakındırmıştı. Fakat ben hiçbir Peygamberin kavmine söylemediği bir sözü söyleyeceğim;
Onun tek gözlü olduğunu biliyorsunuz, O bu haliyle tanrılık iddiasında bulunacak halbuki Allah tek gözlü değildir. Zührî diyor ki: Bana Ömer b. Sabit el Ensârî bildirdi ona da Peygamberin ashabından biri bildirmiş: Rasûlullah (s.a.v.) o gün onları Deccâl fitnesinden sakındırırken şöyle buyurmuştu: Biliyorsunuz ki sizden hiçbiriniz ölmeden önce Rabbini asla göremeyecektir. O Deccâl’ın iki gözü arasında kafir yazılıdır. Onun amelinden hoşlanmayanlar bu yazıyı okuyacaktır.” (Müslim, Fiten: 20; Ebû davud, Melahım: 14)
Tirmizî: Bu hadis hasen sahihtir.
2236- İbn Ömer (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Yahudîler sizinle savaşacaklar ve siz onlar üzerine tüm gücünüzle hâkim olacaksınız. Hatta taşlar bile konuşarak: “Ey Müslüman arkamda bir Yahudî saklanmaktadır öldür onu” diyecektir. (Müslim, Fiten: 18; Buhârî, Cihâd: 93)
Tirmizî: Bu hadis hasen sahihtir.
Ø deccâl nereden çıkacaktır?
2237- Ebû Bekir es Sıddık (r.a.)’den rivâyet edilmiştir. Rasûlullah (s.a.v.), bize Deccâl’den bahsederek şöyle konuştu: “Deccâl, doğudan Horasan denilen bölgeden çıkacaktır yüzleri deri ile kaplanmış kalkanlara benzeyen insanlar ona uyacaklardır.” (İbn Mâce, Fiten: 33)
Tirmizî: Bu konuda Ebû Hüreyre, Âişe’den de hadis rivâyet edilmiştir. Bu hadis hasen garibtir. Abdullah b. Şevzep bu hadisi Ebû’t Teyyah’tan rivâyet etmiştir. Bu hadis sadece Ebû’t Teyyah’ın rivâyeti olarak bilinmektedir.
Ø deccâl’ın çıkışından önceki bazı alametler
2238- Muâz b. Cebel (r.a.)’den rivâyete göre, Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: “Büyük ve kanlı bir olay, Kostantiniyye’nin fethedilmesi ve Deccâl’ın çıkışı yedi ay içersinde olacaktır.” (Müslim, Fiten: 9)
Tirmizî: Bu konuda Sa’b b. Cessâme, Abdullah b. Büsr, Abdullah b. Mes’ûd ve Ebû Saîd el Hudrî’den de hadis rivâyet edilmiştir.
Bu hadis hasen sahih garib olup sadece bu şekliyle bilmektedir.
2239- Enes b. Mâlik (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: “Kostantiniyye’nin fethedilmesiyle kıyamet yan yanadır.” (Müslim, Fiten: 9)
Mahmûd diyor ki: Bu hadis garibtir. Çünkü Konstantiniyye: Rumların şehridir ve Deccâl çıktığında fethedilecektir. Kostantiniyye, Peygamberin ashabı zamanında bir kere fethedilmişti.
Ø Deccâl’in tüm özellikleri ve yapacakları şeyler nelerdir?
2240- Nevvâs b. Sem’an el Kilabî (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: “Rasûlullah (s.a.v.) bir sabah Deccâl’den bahsederek sesini bazen alçaltıp bazen de yükselterek konuştu ki biz Deccâl’ın Medîne hurmalıkları tarafında olduğunu sandık… Rasûlullah (s.a.v.)’in yanından dağıldık sonra tekrar ona döndük, durumumuzdan anlamış olacak ki nedir derdiniz? Diye sordu. Ey Allah’ın Rasûlü! Dedik: Bu sabah Deccâl’den bahsettin sesini alçaltıp yükselterek anlattın biz de onu Medîne hurmalıklarına kadar yaklaşmış olabileceğini düşündük… Bunun üzerine Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdular: “Sizin için korktuğum şey Deccâl’den başkadır.” Eğer Deccâl ben sizin aranızda iken çıkarsa onu sizin yerinize ben delillerle mağlub ederim. Ben aranızda yokken çıkarsa her Müslüman kendi delilleriyle kendisini savunacaktır. Ben tüm Müslümanları onun şerrinden Allah’a emanet ediyorum. “Deccâl, kıvırcık saçlı bir delikanlı şeklindedir, gözü dışarıya çıkmış şekildedir. Abdulazza b. Katan’a benzer. Sizden kim onunla karşılaşırsa Kehf sûresinin ilk ayetlerini okusun. Rasûlullah (s.a.v.), konuşmasına şöyle devam etti: Deccâl, Şam ile Irak arasından çıkacaktır, sağ sol her tarafı çabucak bozmaya çalışacaktır. Ey Allah’ın kulları o günleri görürseniz Allah’ın dini üzerinde kalmaya özen gösterip dininizde sebat ediniz. Biz de Ey Allah’ın Rasûlü! Dedik; Deccâl yeryüzünde ne kadar kalacaktır? Buyurdular ki? “Kırk gün kalacaktır; bir günü bir sene uzunluğunda, bir günü bir ay uzunluğunda, bir günü de bir hafta uzunluğunda olacak diğer günleri ise sizin bu günkü günleriniz durumunda olacaktır.” Ey Allah’ın Rasûlü dedik. Bir sene kadar olacak günde bir günlük namaz bize kafi gelecek mi? Ne dersiniz? Buyurdular ki: “Hayır sizler namaz vakitlerini bu günkü kıldığınız şekilde hesap ederek takdir edip ayarlarsınız.” Ey Allah’ın Rasûlü! dedik; Deccâl’in yeryüzündeki hızı ne kadar olacaktır? “Rüzgarın önüne kattığı bulut gibi olacak bir topluma gelip onları kendisine inanmaya çağıracak onlarda onu yalanlayacaklar ve sözlerini reddedeceklerdir. Bu kimselerin malları Deccâl’in arkasından gidecek sabahladıkları vakit ellerinde bir şey kalmamış olacaktır. Sonra başka bir topluma gelecek onları da davet edecektir. Onlar da Deccâl’e inanacaklardır. Deccâl göğe yağmur yağdırmasını emredecek te gök yağmurunu indirecektir. Toprağa bitkileri bitirmesini emredecek toprakta bitki çıkaracaktır. O toplumun küçükbaş ve büyükbaş hayvanları o gün her zamankinden daha fazla etlenmiş semiz durumda memeleri sütle dopdolu olarak döneceklerdir. Rasûlullah (s.a.v.), sözlerine şöyle devam etti: “Deccâl bir harabeye uğrayıp hazinelerini çıkar diyecek ve oradan ayrılıp gidecek oradaki hazineler de arıların arı beyini takip ettikleri gibi Deccâl’ın peşinden gidecektir. Sonra Deccâl genç sağlam atik birini çağıracak ve kılıç darbesiyle iki parça edecektir. Sonra onu çağıracak oda yüzü parlayarak ve gülerek gelecektir. Tam bu esnada Meryem oğlu İsa; Şam’ın doğusunda beyaz minarenin yanında iki güzel elbise içersinde ellerini iki meleğin kanatlarına koymuş olarak inecektir. Başını eğdiğinde başından damlayarak başını kaldırdığında ise başından gümüş suyu kadar berrak inci taneleri gibi su damlacıkları dökülecektir. Rasûlullah (s.a.v.) sözlerine şöyle devam etti: “Onun nefesinin rüzgarı kafirlerden her isabet ettiği kimseyi öldürecektir. Onun nefesinin rüzgarı gözünün görebildiği yere kadar ulaşacaktır. İsa; Deccâl’ı arayarak ve onu Kudüs’ün yakınlarındaki Dûd kapısında ona ulaşarak onu öldürecektir. Sonra Allah’ın dilediği vakte kadar böylece devam edecektir. Sonra Allah; İsa’ya kullarımı Tur dağına doğru götür diye vahyedecek çünkü ben, bazı kullarımı indirdim ki onlarla savaşmaya kimsenin gücü yetmez ki bunlar Ye’cuc ve Me’cuc kavmidir. Bunlar her bir tepeden seller gibi akarcasına inip yeryüzüne dağılacaklardır. İlk gurup Taberiyye gölüne inecek ve oranın suyunu içip bitireceklerdir. İkinci gurup o göle uğrayacaklar ve önceden burada su vardı diyeceklerdir. Sonra Beyti Makdis dağına varıncaya kadar yürüyecekler ve şöyle diyecekler: Yeryüzündekilerle savaştık ve hepsini öldürdük haydin şimdide gökyüzündekileri öldürelim diyecekler oklarını fırlatacaklar da Allah onların oklarını kana bulanmış olarak geri çevirecektir. Meryem oğlu İsa ve çevresindekiler kuşatılacaktır. O gün bir öküz başı sizin için yüz dinardan daha kıymetli olacaktır. Sonra Meryem oğlu İsa ve arkadaşları Allah’a dua edecekler de Allah o kavmin boyunlarında kurtçuklar meydana getirecek ve tek bir kişinin ölümü gibi ölüp yok olacaklardır. İsa ve arkadaşları bulundukları yerden dağılacaklar da yeryüzünde ölüp yok olan Ye’cuc ve Me’cuc kavminin yağlarının kokmuş etlerinin ve kanlarının bulunmadığı bir karış yer bile bulamayacaklardır. İsa ve arkadaşları tekrar Allah’a dua ve niyaz edecekler de Allah o leşlerin üzerine deve boyunlarına benzeyen kuşlar gönderecek bu kuşlar onların leşlerini derin bir çukura atarak yeryüzünü temizleyeceklerdir. Müslümanlar bu toplumun geride kalan oklarını yayları ve ok koydukları torbalarını yedi yıl yakıt olarak kullanacaklardır.” Rasûlullah (s.a.v.) sözlerine şöyle devam etti: “Allah onlara bir yağmur gönderecek ve kıldan yapılmış kerpiçten yapılmış tüm evler bu yağmurdan zarar görecektir. Bu yağmurla yeryüzünü leşlerin kokusundan ve her şeyden temizlenmiş olarak tertemiz çıkacaktır. Sonra yeryüzüne meyvelerini ve bereketini çıkar denilecek ve her taraf bereketlerle ve meyvelerle dolarak o derece ki bir nar bir topluluk tarafından ancak yenebilecek ve nar kabuklarıyla insanlar şemsiye gibi gölgeleneceklerdir. Süt bereketlenecek kalabalık guruplar yeni doğmuş bir deve yavrusunun etiyle yetineceklerdir. Bir kabile yeni doğmuş bir sığırla yetinecektir. Bir oymak ta yeni doğmuş bir davarla geçinebilecektir. Onlar bu durumda yaşayıp giderken Allah bir rüzgar gönderecek bu rüzgar tüm müminlerin ruhunu alıp götürecektir. Geri kalan insanlar eşeklerin çiftleşmesi gibi ulu orta her yerde çiftleşecekler ve kıyamette onların üzerine kopacaktır.” (İbn Mâce, Fiten 33; Müslim, Fiten: 20)
Tirmizî: Bu hadis hasen sahih garibtir. Bu hadisi sadece Abdurrahman b. Yezîd b. Câbir’in rivâyetiyle bilmekteyiz.
Ø deccâl’ın görüntüsü nasıldır?
2241- İbn Ömer (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.)’e Deccâl’den soruldu da oda bunun üzerine şöyle buyurdu: “Dikkat ediniz Rabbiniz tek gözlü ve şaşı değildir. Dikkat ediniz Deccâl tek gözlü olup sağ gözü su üzerine çıkmış üzüm tanesine benzer.” (Buhârî, Fiten, 27; İbn Mâce, Fiten: 33)
Tirmizî: Bu konuda Sa’d, Huzeyfe, Ebû Hüreyre, Esma, Câbir b. Abdullah, Ebû Bekre, Âişe, Enes, İbn Abbâs, Feletan b. Âsım’dan da hadis rivâyet edilmiştir.
Tirmizî: Abdullah b. Ömer rivâyeti olarak bu hadis sahih garibtir.
Ø Deccâl Medîne’ye giremez mi?
2242- Enes (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: “Deccâl, Medîne’ye gelecek fakat melekler tarafından korunduğunu görecekler Taun ve Deccâl inşallah Medîne’ye giremeyecektir.” (Müslim, Fiten: 21; Buhârî, Fiten: 27)
Tirmizî: Bu konuda Ebû Hüreyre, Fatıma binti Kays, Üsâme b. Zeyd ve Semure b. Cündüp’den ve Mıhcen’den de hadis rivâyet edilmiştir. Tirmizî: Bu hadis sahihtir.
2243- Ebû Hüreyre (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: “İmân, Yemenlilerdedir, küfür doğu tarafındandır. Vakar ve tevazu koyun sahiplerinindir. Övünme ve gösteriş çadır ve at sahibi kişilerindir. Deccâl geldiğinde Uhud’un arkasına vardığında melekler onun yüzünü Şam’a doğru çevirecekler ve orada yok olup gidecektir.” (Müslim, Fiten: 21; Buhârî, Fiten: 27) Tirmizî: Bu hadis hasen sahihtir.
Ø meryem oğlu isa deccâl’ı öldürecek mi?
2244- Mücemma’ b. Cariye el Ensarî (r.a.)’den işittim şöyle diyordu: “Meryem oğlu İsa, Deccâl’i “Bab-ı Lûd” denilen yerde öldürecektir.” (Ebû Dâvûd, Melahım: 14)
Tirmizî: Bu konuda Imrân b. Husayn, Nafi’ b. Utbe, Ebû Berze, Huzeyfe b. ebî Useyd, Ebû Hüreyre, Keysân, Osman b. eb’îl Âs, Câbir, Ebû Umâme, İbn Mes’ûd, Abdullah b. Amr, Semure b. Cündüp, Nevvâs b. Sem’an, Amr b. Avf ve Huzeyfe b. Yemân’dan da hadis rivâyet edilmiştir.
Tirmizî: Bu hadis hasen sahihtir.
2245- Katâde (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Enes’den işittim, Rasûlullah (s.a.v.)’in şöyle buyurduğunu aktardı: “Her Peygamber; Ümmetini tek gözlü yalancıdan sakındırmıştır. Dikkat edin o tek gözlüdür sizin rabbiniz tek gözlü değildir. Onun iki gözü arasında kafir yazılıdır.” (Ebû Dâvûd, Melahım: 14; Buhârî, Fiten: 27) Tirmizî: Bu hadis sahihtir.
Ø ibn sÂid (İbn sayyad) kimdir?
2246- Ebû Saîd (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: İbn Sâid hac veya umre ziyaretçisi olarak Mekke’ye giderken benimle arkadaş oldu, herkes yürüdü ben onunla baş başa kaldım kendisi hakkında söylenenlerden dolayı ondan ürperip korkmaya başladım. Bir yerde konakladığımızda eşyalarını şu ağacın olduğu yere koy dedim. Derken bir davar gördü süt sağdı ve bana da o sütten getirdi ve Ey Ebû Saîd buyur iç dedi. İnsanların kendisi hakkında söylediklerinden dolayı elinden süt içmekten hoşlanmadım ve bugün sıcak bir gündür, sıcak günlerde süt içmeyi sevmem dedim. Bunun üzerine şöyle konuştu: Ey Ebû Saîd herkesin benim hakkımda söylediklerinden dolayı bir ip alıp ağaca bağlamayı ve kendimi asıp kurtulmayı düşündüm, sözlerimin başkalarına kapalı kalacağını sanıyorsan şunu iyi bil ki size hiçbir şey kapalı kalmayacaktır. Siz Rasûlullah (s.a.v.)’in hadisini en iyi bilenler değil misiniz? Ey Ensâr topluluğu Rasûlullah (s.a.v.), Deccâl’ın kafir olduğunu söylemedi mi? Ben ise Müslümanım yine Rasûlullah (s.a.v.), Deccâl’ın zürriyeti olmayacağını söylemedi mi? Ben ise çocuğumu Medîne’de bırakmışım Rasûlullah (s.a.v.), onun Mekke ve Medîne’ye giremeyeceğini söylemedi mi? Halbuki ben Medîneliyim ve seninle birlikte Mekke’ye gitmekteyim. İbn Sâid bunları söylerken ben Allah’a yemin olsun ki kendisi hakkında yalan söylenmektedir. Dedim sonra şöyle dedi: Ey Ebû Saîd sana gerçek ve doğru bir haber vereceğim. Vallahi ben, O Deccâl’ı kesin olarak tanıyorum babasını da tanıyorum şu anda yeryüzünün neresinde olduğunu da biliyorum. Bunun üzerine ben: “İşin doğru gitmesin tüm günlerin zararla kapansın” dedim. (Müslim, Fiten: 19)
Tirmizî: Bu hadis hasen sahihtir.
2247- Ebû Saîd (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: “Rasûlullah (s.a.v.) Medîne sokaklarından birinde İbn Sâid ile karşılaştı ve onu biraz yanında alıkoydu. İbn Said, Yahudî bir delikanlı idi saçı ise örgülü idi Rasûlullah (s.a.v.)’in yanında Ebû Bekir ve Ömer’de bulunuyordu. Rasûlullah (s.a.v.) ona: “Benim Allah’ın Rasûlü olduğuma şehâdet eder misin?” buyurdu oda: “Sen benim Allah’ın elçisi olduğuma şehâdet eder misin?” karşılığını verdi. Bunun üzerine Rasûlullah (s.a.v.): “Allah’a meleklerine kitaplarına elçilerine ve ahiret gününe iman ettim buyurdu ve ne görüyorsun” diye sordu. İbn Sâid: “Su üzerinde bir arş görüyorum” dedi. Peygamber (s.a.v.)’de: “Deniz üzerinde şeytanın arşını görüyor” buyurdu. Rasûlullah (s.a.v.): “Tekrar ne görüyorsun?” diye sordu. “Bir doğru ve yalancılar veya doğrular ve yalancı görüyorum” dedi. Bunun üzerine Rasûlullah (s.a.v.): “Karmaşıklığa düşürülmüş bir kimse ondan uzak durunuz buyurdu.” (Müslim, Fiten: 19; Ebû Dâvûd, Melahım: 16)
Tirmizî: Bu konuda Ömer, Hüseyin b. Ali, İbn Ömer, Ebû Zerr, İbn Mes’ûd, Câbir ve Hafsa’dan da hadis rivâyet edilmiştir.
Tirmizî: Bu hadis hasendir.
2248- Ebû Bekre (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: “Deccâl’ın anne ve babası otuz yıl beraber olacaklar fakat çocukları olmayacak sonra onların tek gözlü bir erkek çocukları dünyaya gelecektir ki bu çocuk zararı çok faydası az olan bir çocuktur gözleri uyuyacak ve kalbi uyumayacaktır. Sonra Rasûlullah (s.a.v.), onun anne ve babasını bize tanıtmak üzere şöyle buyurdu: Babası uzun boylu olup eti sıkıdır. Burnu kuşun gagasına benzer. Annesi ise tombul olup elleri de uzundur. Ebû Bekre dedi ki: Medîne’de Yahudilerden doğan bir çocuk işittim ben ve Zübeyr b. Avvam gittik anne ve babasının yanına vardık birde ne görelim! Rasûlullah (s.a.v.)’in tarif ettiği şeyleri onlarda gördük onlara sizin başka çocuğunuz var mı? dedik. Dediler ki otuz sene bekledik çocuğumuz olmadı sonra bir oğlumuz oldu ki çok zararlı ve faydasız bir şeydir. Gözleri uyur kalbi uyumaz. Ebû Bekre şöyle devam etti: Onların yanından çıktık o çocuğu bir kadife üzerinde güneşe uzanmış durumda gördük bir şeyler mırıldanıyordu hemen başını açtı ve anneme ve babama ne dediniz? Diye sordu. Bizde ne dediğimizi işittin mi? dedik. O da “Evet” dedi; Gözlerim uyur kalbim uyumaz.” (Müsned: 19522)
Tirmizî: Bu hadis hasen garib olup Hammad b. Seleme’nin rivâyetiyle bilmekteyiz.
2249- İbn Ömer (r.a.)’den rivâyet edilmiştir. Rasûlullah (s.a.v.) ashabından aralarında Ömer b. Hattâb’ın da bulunduğu birkaç kişiyle İbn Sayyad’a uğramıştı. İbn Sayyad; bir delikanlı olup, Beni Meğale konağı yanında bazı çocuklarla oynamakta idi. Rasûlullah (s.a.v.) onun yanına varıp onun sırtına eliyle vurup şöyle dedi: Benim Allah’ın elçisi olduğuma şâhidlik yapar mısın? İbn Sayyad, Rasûlullah (s.a.v.)’e baktı ve Sen, Ümmîlerin peygamberisin dedi. Sonra Rasûlullah (s.a.v.)’e sen benim Allah’ın Rasûlü olduğuma şâhidlik edermisin? Diye sordu. Bunun üzerine Rasûlullah (s.a.v.), Allah’a ve elçilerine iman etmişimdir dedi. Sonra Peygamberimiz şöyle devam etti: Sana ne geliyor? İbn Sayyad dedi ki: Bana yalan da doğruda geliyor dedi. Rasûlullah (s.a.v.): Senin işin karma karışıktır buyurdu. Sonra Rasûlullah (s.a.v.), içimde gizlice tuttuğum bir şey var onu bil bakalım dedi. Peygamberimiz (Duhan sûresinin 10. ayetini içinden geçirmişti.) İbn Sayyad; “O Duhh” tur dedi. Rasûlullah (s.a.v.), defol oradan sen bir kahin olarak haddini asla aşamayacaksın. Ömer: Ey Allah’ın Rasûlü! izin ver de buynunu uçurayım dedi. Bunun üzerine Rasûlullah (s.a.v.): Bu gerçekten Deccâl ise sen onun hakkından gelemezsin, eğer o değilse onu öldürmekte bir hayır yoktur buyurdular. (Ebû Dâvûd, Melahım: 16; Müslim, Fiten: 24)
Abdurrezzak diyor ki: “O değilse” demekten Deccâl’ı kastediyor.
Tirmizî: Bu hadis hasen sahihtir.
Ø Rasûlullah (s.a.v.)’in geleceğe ait bazı haberleri
2250- Câbir (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Şu anda bu bölgede yaşayan kimselerden yüz yıl içinde kimse kalmayacaktır.” (Ebû Dâvûd, Melahım: 18; Müslim, Fedail-us Sahabe: 53)
Tirmizî: Bu konuda İbn Ömer, Ebû Saîd ve Büreyde den de hadis rivâyet edilmiştir.
Tirmizî: Bu hadis hasendir.
2251- Abdurrahman b. Ömer (r.a.)’den rivâyet edilmiştir. Dedi ki: Rasûlullah (s.a.v.), hayatının son günlerinde bir gece bize yatsı namazını kıldırdı ve selam verince şöyle buyurdu: “Şu gecenizi görüyormusunuz? Bundan yüz sene sonra bugün şu toprağın üzerinde olanlardan hiç kimse hayatta kalmayacaktır.” İbn Ömer diyor ki: İnsanlar yüz seneye dair bu hadisleri rivâyet ederlerken Rasûlullah (s.a.v.)’in bu sözü hakkında yanlış yorumlara düştüler. Halbuki Rasûlullah (s.a.v.) bu hadisinde sahabe asrının sona ereceğini söylemek istemiştir.” (Ebû Dâvûd, Melahım: 18; Müslim, Fedail-us Sahabe: 53)
Tirmizî: Bu hadis sahihtir.
Ø rüzgara sövülmemesi gerekir
2252- Übey b. Ka’b (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: “Rüzgara sövmeyin hoşlanmadığınız bir şeyle karşılaştığınızda şöyle dua edin: Ey Rabbimiz! Bu rüzgarın hayrını getireceği şeylerin hayrını ne ile emredildiyse onun da hayrını senden diler bu rüzgarın şerrinden getireceği şeylerin şerrinden ne ile emredildiyse onun da şerrinden sana sığınırız.” (Müsned: 20414)
Tirmizî: Bu konuda Âişe, Ebû Hüreyre, Osman b. eb’îl Âs, Enes, İbn Abbâs ve Câbir’den de hadis rivâyet edilmiştir.
Tirmizî: Bu hadis hasen sahihtir.
Ø cessase ve Deccâl kıssası
2553- Fatıma binti Kays (r.anha)’dan rivâyete göre, Peygamber (s.a.v.), minbere çıkıp gülümsedi ve şöyle konuştu: Temim-i Dâri bana bir olayı aktardı da bende sevindim ve onu size anlatmak istedim.
Filistin halkından bazı kimseler deniz yolculuğunda gemiye binmişler fırtınaya yakalanan gemi onları bir süre başıboş dolaştırıp sonunda deniz içerisindeki adalardan birine atmıştı. Birde ne görsünler çok tüylü bir yaratık! Sen kimsin derler. Ben Cessase’yim diye cevap verir. O halde bize bildiklerinden haber ver derler. O da der ki: Ben size bir şeyler haber verecek konumda da değilim ve sizden de hiçbir haber soracak değilim. Kasabanın biraz ötesine geldik birde ne görelim! Zincire vurulmuş bir adam! Bu adam bize “Aynı Zuğar” dan bana haber verin dedi. Biz de dopdolu ve su akmaya devam ediyor dedik. Taberiye gölünden bana haber verin dedi. Bizde sularla doludur dedik. Sonra Ürdün ve Filistin arasındaki Beysan hurmalıklarından bana haber verin meyve verdi mi dedi. Biz de evet dedik bana son peygamberden haber verin gönderildi mi? dedi. Bizde evet dedik. İnsanlar o peygambere karşı nasıl davranıyorlar. Dedi. Biz de koşuyorlar adeta dedik. Bunun üzerine bir sıçrayışla sıçradı ki az kaldı zincirlerini koparıyordu. Biz de sen kimsin? Dedik. Ben Deccâl’ım dedi. Taybe’de başka her yere girecektir. Taybe’de Medîne’dir. (Müslim, Fiten: 24; Ebû Dâvûd, Melahim: 15)
Tirmizî: Bu hadis Katâde’nin Şa’bî’den rivâyeti olarak hasen sahih garibtir. pek çok kimse Şa’bî’den ve Fatıma binti Kays’tan bu hadisi rivâyet etmişlerdir.
Ø müslüman altından kalkamayacağı işlere girişmemeli
2254- Huzeyfe (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: “Mü’minin kendisini küçük düşürmesi uygun değildir.” Ashab o kendini nasıl küçük düşürür diye sordular. Rasûlullah (s.a.v.)’de şöyle buyurdu: “Altından kalkamayacağı sıkıntılı işlere kendini sokar.” (İbn Mâce, Fiten: 21)
Tirmizî: Bu hadis hasen garibtir.
Ø zâlime de mazluma da mutlaka yardım edilmeli
2255- Enes (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Kardeşin zâlim de olsa mazlumda olsa ona yardım et. Bunun üzerine biz Ey Allah’ın Rasûlü! Mazluma yardım etmeyi bildik ama zâlime niçin ve nasıl yardım edeceğiz? Buyurdular ki: Ona zulümden el çektirirsin ona yapacağın yardım işte budur.” (Ebû Dâvûd, Melahım: 17; Buhârî, Mezâlim: 4)
Tirmizî: Bu konuda Âişe’den de hadis rivâyet edilmiştir.
Tirmizî: Bu hadis hasen sahihtir.
Ø iklim ve yapılan işlerin insan tabiatına tesirleri
2256- İbn Abbâs (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Çölde oturanlar kaba ve bilgisiz olur, avcılıkla uğraşanlar bazı insanî hareket ve davranışlardan gafil olurlar. İdarecilerin kapılarına ihtiyaç olmaksızın gelenler de değişik şeylerle denenir.” (Ebû Dâvûd, Sayd: 24)
Tirmizî: Bu konuda Ebû Hüreyre’den de hadis rivâyet edilmiştir. Tirmizî: Bu hadis İbn Abbâs rivâyeti olarak hasen sahih garibtir. Sadece Sevrî’nin rivâyetiyle biliyoruz.
Ø Peygamber adına yalan uyduran ateşteki yerine hazırlansın
2257- Abdullah b. Mes’ûd (r.a.)’ın babasından rivâyet edilmiştir. Rasûlullah (s.a.v.)’in şöyle buyurduğunu işittim: “Sizler Allah tarafından yardım görecek muzaffer olacak ve ganimetlere sahip olacaksınız ve size ülkelerin kapıları açılacaktır. Sizden her kim bu günlere ulaşırsa Allah’a karşı sorumluluk bilinci içersinde olup yolunu yordamını Allah’ın kitabıyla bulsun ve her zaman iyi ve doğru olanları emretsin, kötülüklerin her türlüsünden de sakındırsın. Kim bile bile benim hakkımda yalan yere hadis uydurursa veya yalan olan şeyleri aktarırsa Cehennem’deki yerine hazır olsun.” (İbn Mâce, Mukaddime: 5; Müslim, Mukaddime: 2)
Tirmizî: Bu hadis hasen sahihtir.
Ø fitne kapısı açılacak mı? yoksa kırılacak mı?
2258- Huzeyfe (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: “Ömer (r.a.), Rasûlullah (s.a.v.)’in fitne konusunda söylediği bir şey kimin ezberinde vardır dedi. Huzeyfe ben dedi ve şöyle konuştu: Kişinin ailesi, malı, çocuğu ve komşusuyla sınanması ve denenmesidir ki kıldığı namazı, orucu, verdiği sadakası ve iyilikleri emredip kötülüklerden sakındırması bu fitneye keffâret olabilir. Ömer: Sana bunu sormuyorum deniz dalgaları gibi olacak büyük fitneden soruyorum dedi. Huzeyfe: Ey Mü’minlerin Emîrî seninle o fitne arasında kapalı bir kapı vardır dedi. Ömer; O kapı açılacak mı? Yoksa kırılacak mı? Diye sordu. Huzeyfe kırılacaktır dedi. Ömer: O halde kıyamete kadar kapanmayacaktır, dedi. Ebû Vâil Hammad’ın rivâyetinde şöyle diyor: Mesrûk’a bu kapıyı Huzeyfe’ye sor dedim. O da sordu da Huzeyfe o kapı Ömer’dir, dedi.” (Müslim: İman: 51)
Tirmizî: Bu hadis sahihtir.
Ø haksızlık yapan idarecilerle beraber olmamak onlara destek vermemek
2259- Ka’b b. Ucre (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v.) bizim yanımıza geldi biz beş ile dördün toplamı olan dokuz kişiydik bunların beşi; Arap dördü acemden idi. Rasûlullah (s.a.v.) buyurdular ki: Dinleyin! Benden sonra bir kısım idarecilerin geleceğini işittiniz mi? Kim onların yanına girer onları destekler ve yalanlarını doğru kabul eder onların haksızlıklarında onlara yardım ederse benden değildir. Bende ondan değilim bu tip kimseler havuz başında bana yaklaşamayacaklardır. Her kim de onların yanına girmez onlarla ilişki içersinde olmaz onların yaptıkları haksızlıklarında onlara yardım etmezse ve yalan söylediklerini de kabul etmezse o kimse benden, ben de ondan sayılırım ve bu kimse havuz başında bana yaklaşacaktır. (Nesâî, Biat: 36)
Tirmizî: Bu hadis sahih garibtir. Bu hadisi Mis’ar’ın rivâyeti olarak sadece bu şekliyle bilmekteyiz. Harun dedi ki: Muhammed b. Abdulvehhab, Sûfyân’dan, Ebû Husayn’dan, Şa’bî’den, Âsım el Adevî’den, Ka’b b. Ucre’den bu hadisin bir benzerini bana aktarmıştı. Yine Harun diyor ki: Muhammed, Sûfyân’dan, Zübeyd’den, İbrahim’den (Nehaî değil) Ka’b b. Ucre’den, Mis’ar’ın rivâyetinin bir benzerini bana aktarmıştır.
Tirmizî: Bu konuda Huzeyfe’den de hadis rivâyet edilmiştir.
Ø müslüman olmak avuç içinde ateş tutmak gibi mi olacak?
2260- Enes b. Mâlik (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: “İnsanların üzerine öyle bir zaman gelecek ki dininin gereklerini yerine getirme konusunda dirençli davranıp müslümanca yaşayan kimse avuç içerisinde ateş tutan kimse gibi olacaktır.” (Tirmizî rivâyet etmiştir.)
Bu hadis bu şekliyle garibtir.
Ömer b. Şakir; Basralı bir ihtiyar olup kendisinden pek çok ilim adamı hadis rivâyet etmiştir.
Ø kibirli kibirli yüründüğünde ne olacak?
2261- İbn Ömer (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Ümmetim kibirli kibirli yürüdüğü ve kral çocukları iran ve Rum çocukları hizmet ettiği zaman kötüler iyi insanların başına bela olacaktır.” (Tirmizî rivâyet etmiştir.)
Tirmizî: Bu hadis garibtir. Bu hadisi Ebû Muaviye, Yahya b. Saîd el Ensarî’den rivâyet etmiştir. Aynı hadisi bize Muhammed b. İsmail el Vasitî, Ebû Muaviye vasıtasıyla Yahya b. Saîd’den, Abdullah b. Dinar’dan ve İbn Ömer’den benzeri şekilde rivâyet etmiştir. Ebû Muaviye’nin, Yahya b. Saîd’den, Abdullah b. Dinar’dan ve İbn Ömer’den rivâyetinin aslı bilinmemektedir. Bilinen Musa b. Ubeyde’nin rivâyetidir. Mâlik b. Enes bu hadisi Yahya b. Saîd’den mürsel olarak rivâyet etmiş ve bu rivâyetinde “Abdullah b. Dinar ve İbn Ömer’den” denilmemiştir.
Ø başlarına kadın idareci geçiren toplumlar ne olur?
2262- Ebû Bekre (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v.)’den duyduğum bir hadisle Allah, Beni Cemel vakasına katılmaktan korudu. Kisra ölünce Rasûlullah (s.a.v.), yerine kim geçirildi diye sordu “Kızını” dediler. Bunun üzerine Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Başlarına bir kadını idareci olarak geçiren bir toplum asla kurtuluşu elde edemeyecektir.” Ebû Bekre şöyle devam etti: “Âişe, Basra’ya gelince Rasûlullah (s.a.v.)’in bu sözünü hatırladım ve bu hadisle Allah beni bu hâdiselere karışmaktan korumuş oldu.” (Nesâî, Kudad: 8)
Tirmizî: Bu hadis hasen sahihtir.
Ø iyiler ve kötüler nasıl kimselerdir?
2263- Ebû Hüreyre (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) oturmakta olan bazı kimselerin başında durdu ve şöyle buyurdu: Dikkatlice dinleyin sizin iyilerinizi ve kötülerinizden ayırıp size bildireyim mi? Herkes sustu Rasûlullah (s.a.v.), bu sözü üç kere tekrarladı. Bir adam evet ey Allah’ın Rasûlü! bizim hayırlı ve şerli olanlarımızı bize bildir dedi. Bunun üzerine Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: “İyi olanınız iyiliği umulan ve kötülüğünden emin olunan kişidir. Kötü olanınız da iyiliği umulmayan ve kötülüğünden de emin olunmayan kişidir.” (Tirmizî rivâyet etmiştir.)
Tirmizî: Bu hadis hasen sahihtir.
Ø idarecilerin iyileri ve kötüleri hangi kimselerdir?
2264- Ömer b. Hattâb (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: “İdarecilerinizin iyilerini ve kötülerini size bildireyim mi? İyileri o kimselerdir ki onlar sizi severler sizde onları seversiniz siz onlara dua eder onlarda size dua ederler. Devlet adamlarınızın kötüleri ise öyle kimselerdir ki siz onları sevmez onlara düşmanlık beslersiniz onlar da sizi sevmez size düşmandırlar. Siz onlara onlarda sizi sevmez size düşmandırlar. Siz onlara onlarda size lanet ederler.” (Tirmizî rivâyet etmiştir.)
Tirmizî: Bu hadis hasen garibtir. Bu hadisi sadece Muhammed b. ebî Humeyd’in rivâyetiyle bilmekteyiz. Muhammed ise hafızası yönünden zayıf sayılmıştır.
Ø namaz kıldığı sürece idareciyle çatışılmaz
2265- Ümmü Seleme (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: Başınıza bazı idareciler gelecek onların bazı yaptıklarını hoş görecek bazısından da hoşlanmayacaksınız reddeden kişi kendisini kurtarır, hoşlanmayan kişi rahat ve huzura erer fakat razı olup onlara uyan kimseler zarar görürler. Denildi ki: Ey Allah’ın Rasûlü! onlara karşı savaşmalı değilmiyiz? Rasûlullah (s.a.v.); “Namaz kıldıkları sürece hayır” buyurdular. (Ebû Dâvûd, Sünnet: 21)
Tirmizî: Bu hadis hasen sahihihtir.
2266- Ebû Hüreyre (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: “İdarecileriniz iyi kimselerden, zenginleriniz cömert kişilerden olduğu ve işleriniz aranızda istişare ile yürütüldüğü durumda yeryüzünde yaşamanız toprak altına gitmenizden daha hayırlıdır. Ama idarecileriniz kötülerinizden zenginleriniz cimrilerinizden işleriniz de kadınlara teslim edildiği zaman yerin altı (kabir) size üstünden (yaşamaktan) daha hayırlıdır.” (Buhârî, Fiten: 18)
Tirmizî: Bu hadis garib olup sadece Salih b. Mürrî’nin rivâyetiyle bilmekteyiz. Salih’in rivâyetleri arasında kendisine uyulmayacak garib hadisleri vardır. Kendisi Salih bir insandır.
Ø bozukluk dönemlerinde ibadet ve kulluğun değeri
2267- Ebû Hüreyre (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Siz öyle bir zamandasınız ki sizden kendisine emredilenin onda birini terk eden kimse helak olmuş olur. Sonra öyle bir zaman gelecek ki o zamanda kendisine emredilenin onda birini yapan kimse ise kurtulacaktır.” (Ebû Dâvûd, Sünnet: 21; Buhârî, Fiten: 18)
Tirmizî: Bu hadis garib olup sadece Nuaym b. Hammad’ın, Sûfyân b. Uyeyne’den rivâyeti olarak bilmekteyiz.
Tirmizî: Bu konuda Ebû Zerr ve Ebû Salih’den de hadis rivâyet edilmiştir.
2268- İbn Ömer (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: “Rasûlullah (s.a.v.), minberin üzerinde doğruldu ve doğu tarafını işaret ederek, işte bu taraf fitnelerin karışıklıkların yeridir, güneşin doğduğu yer veya şeytanın güneşe tapanları saptırdığı yön demek istediler.” (Buhârî, Fiten: 16; Müslim, Fiten: 16)
Tirmizî: Bu hadis hasen sahihtir.
2269- Ebû Hüreyre (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Horasandan siyah sancaklar çıkacak hiçbir güç onların hakkından gelemeyecek sonunda o sancaklar İliya’ya (Kudus’e) dikilecektir.” (Tirmizî rivâyet etmiştir.)
Tirmizî: Bu hadis garibtir.
Hatalarım ve yanlışlarım varsa ya uyarın ebubekiryasin_@hotmail.com yada af edin |