ErayKitap Web Sitesine Hoş Geldiniz !
Sünen-i Tirmizi Tercume Abdullah Parlıyan
Sünen-i Tirmizi ✪   Hadis-i Şerif Meali ✪   Tercume Abdullah Parlıyan
feraiz (ölenin mallarının bölüştürülmesi)
Ø ölenin malı varislerine aittir
2090- Ebû Hüreyre (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Her kim mal bırakırsa o mal varislerindir. Kim de yoksul ve muhtaç kişiler bırakırsa o kişilerin bakımı bana aittir.” (Müslim, Feraiz: 4)
Tirmizî: Bu hadis hasen sahihtir.
Bu konuda Câbir ve Enes’den de hadis rivâyet edilmiştir. ZührÎ bu hadisi Ebû Seleme’den, Ebû Hüreyre’den buradakinden daha uzun ve tam olarak rivâyet etmiştir.
“Zayaan” kelimesinin manası hiçbir şeyi olmayan kimse demektir. Onun bakımını ben üstlenip geçimini ben sağlarım.
Ø feraiz=ölen kimsenin mallarını bölüştürme ilmi öğrenilmelidir
2091- Ebû Hüreyre (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Kur’ân’ı ve feraiz ilmini öğrenin ve insanlara da öğretin ben de mutlaka bir gün öleceğim.” (İbn Mâce, Feraiz: 1; Dârimî, Feraiz: 1)
Tirmizî: Bu hadisin senedinde karışıklık vardır. Ebû usame bu hadisi Avf’tan, bir adamdan, Süleyman b. Câbir’den ve İbn Mes’ûd’tan rivâyet etmiştir. Aynı şekilde Hüseyin b. Hureys; Ebû Usame’den ve Avf’tan mana olarak bu hadisin bir benzerini aktarmıştır. Muhammed b. Kâsım el Esediyyi: Ahmed b. Hanbel ve başka hadisçiler zayıf saymışlardır.
Ø kız çocuklarının mirastaki hisseleri nasıldır?
2092- Câbir b. Abdullah (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Sa’d b. Rabî’in karısı Sa’d’tan olan iki kızıyla beraber Rasûlullah (s.a.v.)’e gelerek; Ey Allah’ın Rasûlü! Dedi. Bunlar Sa’d. b. Rabî’in kızlarıdır. Babaları Uhud da şehîd olmuştu. Bu kızların amcası malın tamamını aldı bunlara hiçbir mal bırakmadı. Malları olmadığı için bu çocuklar evlenemezler dedi. Rasûlullah (s.a.v.), bu konuda Allah hükmünü verecektir buyurdu ve sonunda miras ayeti nazil oldu. Rasûlullah (s.a.v.), kızların amcasına haber göndererek şöyle buyurdu: “İkisini Sa’d’ın iki kızına ver sekizde biri annelerinindir, geri kalan ise senindir.” (Buhârî, Feraiz: 4; İbn Mâce: Feraiz: 2)
Tirmizî: Bu hadis sahih olup sadece Abdullah b. Muhammed b. Ukayl’in rivâyetiyle bilmekteyiz. Bu hadisi aynı zamanda Şerik’te; Abdullah b. Muhammed b. Ukayl’dan rivâyet etmiştir.
Ø kız, oğlun kızı ve ana-baba bir kızkardeşin hissesi nasıldır?
2093- Huzeyl b. Şurahbil (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Bir adam Ebû Musa ve Süleyman b. Rabia’ya geldi ve Kızın, oğlun kızın ve ana baba bir kızkardeşin mirastaki hisselerini sorduğunda ikisi birden şöyle dediler: “Yarısı kızındır, geri kalanı ana baba bir olan kız kardeşindir.” Yinede sen, Abdullah’a git ona da sor onun söylediği de bizimkiyle uyuşacaktır dediler. Adam, Abdullah’a gelerek durumu anlattı ve o iki şahsın söylediklerini de ona anlattığında Abdullah dedi ki: “Onların söylediklerine uyacak olursam yanlış yapmış olurum ve doğru yoldan ayrılmış olurum dedi. Fakat bu konuda Rasûlullah (s.a.v.)’in verdiği hüküm gibi hüküm vereceğim: “Yarısı kızındır, oğlun kızına ise altıda bir düşer böylece üçte ikinin tamamlanması olarak oğlun kızınındır, geri kalan ise kızkardeşindir.” (Buhârî, Feraiz: 7; Ebû Dâvûd, Feraiz: 4)
Tirmizî: Bu hadis hasen sahihtir. Ebû Kays el Evedî’nin ismi Abdurrahman b. Servan’dır ve Küfelidir. Şu’be bu hadisi Ebû Kays’den rivâyet ediyor.
Ø ana baba bir olan kardeşlerin mirası
2094- Ali (r.a.)’den rivâyet edildiğine göre, şöyle demiştir: “Sizler Nisa süresi 12. ayeti olan: “Yapacağınız vasiyet ve borcunuz ödendikten sonra…” ayetini okuyorsunuz Rasûlullah (s.a.v.), vasiyetten önce borcun ödenmesine hüküm vermiştir. Ana baba bir kardeşler mirstan pay alırlar. Kişi anne baba bir olan kardeşinden miras alır. Babadan bir olan kardeşlerinden değil.” (İbn Mâce Vesâyâ: 46; Dârimî, Feraiz: 17)
Bündar, Yezîd b. Harun vasıtasıyla Zekeriyya b. ebî Zaide’den, Ebû İshâk’tan, Hâris’den ve Ali’den geçen hadisi bize aktarmışlardır.
2095- Ali (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: “Rasûlullah (s.a.v.), babadan bir olan kardeşlerin değil ana ve babası bir olan kardeşlerin birbirlerinden miras almalarına hükmetmiştir.” (Dârimî, Feraiz: 7)
Tirmizî: Bu hadisi sadece Ebû İshâk’ın, Hâris vasıtasıyla Ali’den yaptığı rivâyetle bilmekteyiz bazı ilim adamları Hâris hakkında söz etmişlerdir. İlim adamlarının uygulaması bu hadise göredir.
Ø kız ve erkek çocukların mirası
2096- Câbir b. Abdullah (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: “Seleme oğullarına ben hasta iken Rasûlullah (s.a.v.), beni ziyarete gelmişti. Ben de Ey Allah’ın Peygamberi dedim. Malımı çocuklarım arasında nasıl bölüştüreyim? Bana hiçbir cevap vermedi sonra Nisa sûresi 11. ayet nazil oldu: “Allah size çocuklarınızın alacağı miras hakkında şunu emreder: Erkek, iki kadının hissesine eşit bir miktar alacaktır, kadın mirascılar ikiden fazla iseler, onlara ana babanın geride bıraktıklarının üçte ikisi verilecektir. Kadın sadece bir tane ise, onun yarısını alacaktır. Ölenin anne ve babasına gelince, geride çocuk bırakması durumunda her birinin altıda bir hissesi vardır. Ama hiç çocuk bırakmamışsa ve anne babası da mirascısı ise, annesi üçte birini alacaktır, geri kalan ise babanın olacaktır. Eğer ölenin erkek ve kız kardeşleri varsa, o zaman annesine altıda bir verilecektir. Bütün bu paylaştırmalar, ölenin yaptığı vasiyyet ve borçların ödenip yerine getirilmesinden sonra olacaktır. Ana-babalarınıza ve çocuklarınıza gelince, hangisinin sizin bırakacağınız fayda ve imkanlara daha layık olduğunu bilemezsiniz. Bunlar Allah tarafından kararlaştırılmış paylardır. Şüphesiz Allah herşeyi bilen, yaptığını yerli yerince yapandır.” (Dârimî, Feraiz: 5; Buhârî, Feraiz: 12)
Tirmizî: Bu hadis hasen sahihtir. Şu’be, İbn Uyeyne ve başkaları bu hadisi Muhammed b. Münkedir’den ve Câbir’den rivâyet etmişlerdir.
Ø kız kardeşlerin mirasları
2097- Câbir b. Abdullah (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle diyor: “Hastalandım Rasûlullah (s.a.v.), beni ziyarete geldiğinde beni baygın durumda buldu. Sonra beraberinde Ebû Bekir ve Ömer olduğu halde bana yaya olarak geldiler. Rasûlullah (s.a.v.) abdest aldı abdest suyundan bana bir miktar döktü, hemen ayırdım. Sonra Ey Allah’ın Rasûlü! Dedim. Malım konusunda ne karar vereyim veya malımı ne yapmalıyım? Bana hiçbir cevap vermedi. O anda Câbir’in dokuz kızkardeşi vardı. Nihayet Nisa sûresi 176. ayeti indi: “Onlar senden cevap isterler. De ki: Allah size babasız ve çocuksuz kişinin mirası hakkındaki hükmünü şöyle açıklıyor: Ölen kişinin çocuğu yok bir kız kardeşi varsa, bıraktığı malın yarısı o kız kardeşinindir. Ama ölen kız kardeşinin çocuğu yoksa kendisi, yani erkek kardeşi ona mirasçı olur. Eğer kız kardeşi iki ise, geride bıraktıklarının üçte ikisi onlarındır. Ama mirasçılar erkek veya kız kardeşler olarak çok iseler, bu durumda erkek için kadının iki payı vardır. Allah şaşırıp sapmayasınız diye size her konuda hükmünü açıklıyor. Allah herşeyi bilendir.”
Câbir diyor ki: Bu ayet benim hakkımda nazil oldu. (Buhârî, Feraiz: 11; Dârimî, Feraiz: 5)
Tirmizî: Bu hadis hasen sahihtir.
Ø asabe = belirli hissesi olmayıp, artanını alanların mirası
2098- İbn Abbâs (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Mirastan payı olanların hisselerini sahiplerine ulaştırın, artanını en yakın erkek kişinindir.” (Dârimî, Feraiz: 28; İbn Mâce: Feraiz: 10)
Abd b. Humeyd, Abdurrezzak vasıtasıyla Ma’mer’den, İbn Tavus’tan, babasından, İbn Abbâs’tan bu hadisin bir benzerini bize aktarmıştır.
Tirmizî: Bu hadis hasendir. Bazıları bu hadisi İbn Tavûs’tan ve babasından mürsel olarak rivâyet etmektedirler.
Ø dedenin mirası
2099- Imrân b. Husayn (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Adamın biri Rasûlullah (s.a.v.)’e gelerek şöyle demişti: “Oğlum öldü onun mirasından bana ne düşer? Rasûlullah (s.a.v.)’de: “Senin hissen altıda birdir” buyurdu. Adam dönüp giderken çağırdı ve; “Sen asabe olduğun için sana altıda bir daha vardır” buyurdu. Yine adam dönüp giderken; “Sonuncu altıda bir verilen bahşiş falan olmayıp oda senin hakkındır, onu da yiyebilirsin buyurdular.” (Dârimî, Feraiz: 10; Ebû Dâvûd: Feraiz: 6)
Tirmizî: Bu hadis hasen sahihtir.
Bu konuda Ma’kıl b. Yesâr’dan da hadis rivâyet edilmiştir.
Ø ninenin mirası
2100- Kabîsa b. Zûeyb (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: “Bir nine; annenin annesi veya babanın annesi Ebû Bekir’e gelerek; Oğlumun oğlu ve kızımın oğlu öldü, Kur’ân’da ölen torunumdan miras hakkım olduğu bana bildirildi dedi. Ebû Bekir (r.a.) şöyle konuştu: Kur’ân’da senin hakkın olan bir pay göremiyorum. Rasûlullah (s.a.v.)’in de sana bir pay verdiğini işitmedim. Bazı kimselerden bu konuyu soruşturacağım ve sana cevap vereceğim dedi. Sorduğu kimselerden Muğîre b. Şu’be: Rasûlullah (s.a.v.)’in nineye altıda bir verdiğine şâhidlik edince, senden başka bunu kim işitti diye sordu. Muğîre: Muhammed b. Mesleme dedi. Bunun üzerine Ebû Bekir, Nineye altıda bir hisse verilmesine karar verdi, daha sonraları başka bir nine Ömer’e bu konuda fetva sormak üzere gelmişti.” (Ebû Dâvûd, Feraiz: 5; Dârimî Feraiz: 19)
Sûfyân diyor ki: Ma’mer bu hadiste Zührî’den bana ilave olarak rivâyet etti. Ben bu ilaveyi Zührî’nin kendisinden ezberlemedim. Fakat Ma’mer’den ezberlemiş bulunuyorum o ilave şudur: Ömer şöyle demiştir: “O altıda bir hisse iki nine birlikte bulunursanız ikinizin; tek kişi olursa o kişiye aittir.”
2101- Kabîsa b. Zûeyb (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Bir nine Ebû Bekir’e gelerek ondan mirasını sordu. Ebû Bekir: Allah’ın kitabında sana bir hisse yok Peygamber (s.a.v.)’in sünnetinde de sana bir hisse yok. Sen şimdilik git ben meseleyi bir soruşturayım dedi. Ebû Bekr, bazı kimselere soruştururken Muğîre b. Şu’be Rasûlullah (s.a.v.)’in yanında bulundum nineye altıda bir hisse verdi dedi.
Bunun üzerine Ebû Bekir; bu konuyu senden başka bilen var mı? dedi. Muhammed b. Mesleme ayağa kalkarak mesele Muğîre b. Şu’be’nin dediği gibidir. Dedi. Ebû Bekir de o gelen kadın için altıda bir hükmünü uyguladı.
Sonra başka bir nine Ömer b. Hattâb’a gelerek ondan mirasını sordu. Ömer’de ona şöyle dedi: “Allah’ın kitabında sana bir pay yok fakat senin alacağın o altıda birdir. Eğer iki nine bir arada olursanız o altıda birde ortaksınız tek başınıza olursanız altıdabir sizindir.” (Ebû Dâvûd, Feraiz: 5; Dârimî Feraiz: 19)
Tirmizî: Bu konuda Büreyde’den de hadis rivâyet edilmiştir. Bu hadis İbn Uyeyne’nin hadisinden daha sahihtir.
Ø oğlu ile beraber ninesinin mirası nasıldır?
2102- Abdullah b. Mes’ûd (r.a.); oğlu ile beraber bulunan nine hakkında şöyle dedi: “Rasûlullah (s.a.v.)’in, oğlu ile bulunan ve oğlu sağ olduğu halde kendisine altıda bir verdiği ilk ninedir.” (Ebû Dâvûd, Feraiz: 5; Dârimî Feraiz: 19)
Tirmizî: Bu hadisi merfu olarak sadece bu şekliyle bilmekteyiz. Rasûlullah (s.a.v.)’in ashabından bazıları oğlu ile beraber nineye miras tanımışlar bazıları ise miras tanımamıştır.
Ø dayının mirası nasıldır?
2103- Ebû Ümâme b. Sehl b. Huneyf (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Ömer b. Hattâb, Ubeyde’ye şöyle yazıp göndermişti: Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Allah ve onun Peygamberi, varisi olmayan kimsenin varisidir. Dayı da varisi olmayan kimsenin varisidir.” (İbn Mâce, Feraiz: 10)
Tirmizî: Bu konuda Âişe ve Mıkdam b. Madi’kerib’den de hadis rivâyet edilmiştir.
Bu hadis hasen sahihtir.
2104- Âişe (r.anha)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: “Dayı, varisi olmayan kimsenin varisidir.” (İbn Mâce, Feraiz: 10)
Bu hadis hasen garibtir.
Bazı rivâyet edenler bu hadisi mürsel olarak rivâyet edip senedinde “Âişe’den” dememişlerdir. Rasûlullah (s.a.v.)’in ashabı dayının mirası konusunda ihtilaf ettiler. Bazıları dayı, teyze ve halaya miras hakkı tanımakta Zevil erham (yakın akrabalar)ı varis kılma konusunda ilim adamlarının çoğunluğu bu hadise dayanarak yakın akrabaya mirastan pay ayırmaktadırlar. Zeyd b. Sabit ise bu yakın akrabalara mirastan hak tanımakta kalan mirası Beytülmâle aktarmaktadır.
Ø geride varis bırakmaksızın ölen kimsenin mirası
2105- Âişe (r.anha)’dan rivâyet edilmiştir. Rasûlullah (s.a.v.)’in azâd ettiği kölelerden biri hurma dalından düşüp ölmüştü. Bunun üzerine Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Bakınız bu kimsenin bir varisi var mıdır? Onlar da “Hayır” dediler. Rasûlullah (s.a.v.):”Onun mallarını köyünün halkından bir kısmına verin” buyurdular. (Ebû Dâvûd, Feraiz: 12; Dârimî, Feraiz: 31)
Tirmizî: Bu hadis hasendir.
Ø azâd ettiğinden başka mirasçısı olmayanın durumu
2106- İbn Abbâs (r.a.)’den rivâyete göre: “Rasûlullah (s.a.v.) zamanında bir adam öldü azâd ettiği köleden başka da varîs bırakmadı. Bunun üzerine Rasûlullah (s.a.v.) onun mirasını azâd ettiği o kölesine verdi.” (Dârimî, Feraiz: 9)
Tirmizî: Bu hadis hasendir. Bu konuda ilim adamlarının görüşü şöyledir: Bir kişi ölür, geride mirasçısı kalmaz ise o kişinin mirası Müslümanların devlet hazinesine intikal eder.
Ø din ayrılığı mirasa engeldir
2107- Usame b. Zeyd (r.a.)’den rivâyet edildiğine göre Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: “Müslüman, kafire; kafir de Müslüman’a mirasçı olamaz.” (Dârimî, Feraiz: 29; Buhârî, Feraiz: 25)
İbn Ömer, Sûfyân vasıtasıyla Zührî’den bu hadisin bir benzerini bize aktarmıştır.
Tirmizî: Bu konuda Câbir’den, Abdullah b. Amr’dan da hadis rivâyet edilmiştir.
Bu hadis hasen sahihtir. Ma’mer ve pek çok kişi Zührî’den bu hadisin benzerini rivâyet etmişlerdir. Mâlik; Zührî’den, Ali b. Husayn’dan, Ömer b. Osman’dan, Üsâme b. Zeyd’den bu hadisin benzerini rivâyet etmiştir. Mâlik’in hadisinde Mâlik vehme kapılmıştır.
Bazıları Mâlik’den rivâyet ederek “Amr b. Osman’dan” demişlerdir. Mâlik’in adamlarının çoğu ise “Mâlik’den ve Ömer b. Osman’dan” diyorlar.
Amr b. Osman b. Affân, Osman’ın çocuklarından meşhur olanıdır. Ömer b. Osman’ı tanımıyoruz. İlim adamlarının uygulaması bu hadise göredir. İlim adamları dinini değiştiren kişinin mirası hakkında ihtilaf ettiler. Peygamber (s.a.v.), ashabından ve sonrakilerden pek çok ilim adamı: “Onun mirasını Müslüman varislerine verirken; Bir kısmı da: “Müslüman varisleri ondan miras alamazlar” demektedirler. Bunlar: Rasûlullah (s.a.v.)’in, “Müslüman, kafirden miras alamaz” hadisini delil olarak alırlar. Şâfii’de bu görüştedir.
Ø dinleri ayrı toplumlar birbirlerine mirasçı olamazlar
2108- Câbir (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) buyurdular ki: “Dinleri ayrı olan toplumlar birbirlerinden miras alamazlar.” (Dârimî Feraiz: 29; Ebû Dâvûd, Feraiz: 10)
Tirmizî: Bu hadisin Câbir’in hadisi olduğunu sadece İbn Leylâ rivâyetiyle bilmekteyiz.
Ø katil miras alamaz
2109- Ebû Hüreyre (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Katil miras alamaz.” (Dârimî, Feraiz: 41; İbn Mâce, Feraiz: 8)
Tirmizî: Bu hadis sahih değildir. Sadece bu şekliyle bilinir. Hadisin râvîlerinden İshâk b. Abdullah b. ebî Ferve’yi aralarında Ahmed b. Hanbel’in de bulunduğu bazı hadisçiler terk etmişlerdir. İlim adamlarının uygulaması bu hadise göre olup, “Öldürme işi hataen de olsa bile bilede olsa katil miras alamaz. Bazı ilim adamları öldürme işi hataen olursa miras alabilir” derler ki imamı Mâlik bunlardandır.
Ø kadın kocasının diyetinden miras alır mı?
2110- Saîd b. Müseyyeb (r.a.)’den rivâyet edildiğine göre, şöyle demiştir: Ömer; şöyle demişti: “Diyet baba tarafından akraba üzerinedir. Dolayısıyla kadın kocasının diyetinden miras olarak hiçbirşey alamaz.” Bunun üzerine Dahhâk b. Sûfyân el Kilâbî, Rasûlullah (s.a.v.)’in “Üşeym ed Dababî’nin karısına kocasının diyetinden miras ver” diye kendisine mektupla bildirdiğini Ömer’e bildirdi. (Dârimî, Feraiz: 36)
Tirmizî: Bu hadis hasen sahihtir.
Ø miras varislere diyet te asabe üzerinedir
2111- Ebû Hüreyre (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.), Lıhyan oğullarından hamile bir kadından ölü olarak düşürülen cenîn için diyet bedeli olarak bir erkek köle veya cariye verilmesine hüküm vermişti. Sonra bu köle verme cezasına çarptırılan kadın da öldü bunun üzerine Rasûlullah (s.a.v.), O kadının mirasının çocuklarına ve kocasına aid olduğu ödeyeceği diyet yükünün ise asabesi=baba tarafından erkek akrabalarına yüklenmesine hüküm vemişti. (İbn Mâce, Feraiz: 10; Ebû Dâvûd, Feraiz: 7)
Tirmizî: Yunus; bu hadisi Zührî’den, Saîd b. Müseyyeb’den, Ebû Seleme’den ve Ebû Hüreyre’den benzeri şekilde rivâyet etmiştir. Yine bu hadisi Mâlik; Zührî’den, Ebû Seleme’den, Ebû Hüreyre’den rivâyet ettiği gibi ayrıca Zührî’den Saîd b. Müseyyeb’den de mürsel olarak rivâyet etmiştir.
Ø bir müslüman vasıtasıyla islama giren kimsenin miras durumu
2112- Temim-i Dâri (r.a.)’den rivâyet edilmiştir dedi ki: “Müslümanlardan birinin vasıtasıyla Müslüman olan bir müşrik hakkında uygulanacak yol nasıldır diye sormuştum da Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: O kimsenin dirisine ve ölüsüne en yakın olan onun Müslüman olmasına sebep olan kimsedir.” (Ebû Dâvûd, Feraiz: 11; Dârimî, Feraiz: 42)
Tirmizî: Bu hadisi sadece Abdullah b. Vehb’in rivâyetiyle bilmekteyiz. İbn Mevhib ve Temimi Darî’den de rivâyet edildiği söylenmiştir. Bazıları bu hadisi rivâyet ederken Abdullah b. Vehb ile Temimî Dâri arasına Kabîsa b. Zûeyb’i koymuşlardır ki bu sahih değildir. Yahya b. Hamza, Abdulaziz b. Ömer’den rivâyet ederek Kabîsa b. Zûeyb’i râvîler arasına ilave etmiştir.
Bazı ilim adamlarının uygulaması bu hadise göredir. Bana göre bu hadis muttasıl değildir.
Bazı ilim adamları ise mirası devlet hazinesine intikal eder demektedirler ki Şâfii bu görüştedir. Rasûlullah (s.a.v.)’in “Vela hakkı=varis olabilme durumu azâd eden kişinindir” hadisini delil olarak getirmektedir.
Ø zina yoluyla meydana gelen çocuğun miras durumu nasıldır?
2113- Amr b. Şuayb (r.a.)’ın babasından ve dedesinden rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Her kim hür veya köle olan bir kadınla zina ederse ve birde çocuk olursa o çocuk ne miras alır nede onun mirası alınır.” (Dârimî, Feraiz: 45)
Tirmizî: İbn Lehia’dan başkası bu hadisi Amr b. Şuayb’ın kendisinden rivâyet etmektedir.
İlim adamlarının uygulaması bu hadise göre olup “Zinadan doğan çocuk babasından miras alamaz” demektedirler.
Ø vela’ya kim varis olur?
2114- Amr b. Şuayb (r.a.)’ın babasından ve dedesinden rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Mala varis olan vela’ya da varis olur.” (Dârimî, Feraiz: 45)
Tirmizî: Bu hadisin senedi pek sağlam değildir.
Ø üç mirası birden tek başına alan kadın
2115- Vasile b. Eskâ (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Bazı durumlarda kadın üç mirası birden alabilir. Azâd ettiği kölenin mirasını, sokakta bularak büyüttüğü öksüz yetim çocuğun mirasını ve doğurduğu çocuğun babası tarafından kabul edilmemesi üzerine lanetleşerek kendi üzerinde kalan çocuğun mirasını.” (İbn Mâce, Feraiz: 12; Dârimî Feraiz: 55)
Bu hadis hasen garibtir. Sadece Muhammed b. Harbi’in rivâyetiyle bilmekteyiz.
Hatalarım ve yanlışlarım varsa ya uyarın ebubekiryasin_@hotmail.com yada af edin |