Rasûlullah (s.a) Uhud Savaşı esnasında Müslümanları saf yapıp önlerine geçmiş ve şöyle dua etmiştir:
اَللّٰهُمَّ لَكَ الْحَمْدُ كُلُّهُ اَللّٰهُمَّ لاَ مَانِعَ لِمَا بَسَطْتَ وَلَا بَاسِطَ لِمَا قَبَضْتَ وَلَا هَادِيَ لِمَنْ أَضْلَلْتَ وَلَا مُضِلَّ لِمَنْ هَدَيْتَ وَلَا مُعْطِيَ لِمَا مَنَعْتَ وَلَا مَانِعَ لِمَا أَعْطَيْتَ وَلَا مُقَرِّبَ لِمَا بَاعَدْتَ وَلَا مُبَاعِدَ لِمَا قَرَّبْتَ اَللّٰهُمَّ ابْسُطْ عَلَيْنَا مِنْ بَرَكَاتِكَ وَرَحْمَتِكَ وَفَضْلِكَ وَرِزْقِكَ اَللّٰهُمَّ إِنِّي أَسْأَلُكَ النَّعِيمَ يَوْمَ الْقِيَامَةِ وَالْأَمْنَ يَوْمَ الْخَوْفِ اَللّٰهُمَّ عَائِذٌ بِكَ مْن شَرِّ مَا أَعْطَيْتَنَا وَشَرِّ مَا مَنَعْتَنَا اَللّٰهُمَّ حَبِّبْ إِلَيْنَا الْإِيمَانَ وَزَيِّنْهُ فِي قُلُوبِناَ وَكَرِّهْ إِلَيْنَا الْكُفْرَ وَالْفُسُوقَ وَالْعِصْيَانَ وَاجْعَلْنَا مِنَ الرَّاِشدِينَ اَللّٰهُمَّ تَوَفَّنَا مُسْلِمِينَ وَأَحْيِنَا مُسْلِمِينَ وَأَلْحِقْنَا بِالصَّالِحِينَ غَيْرَ خَزَايَا وَلاَ مَفْتُونِينَ اَللّٰهُمَّ قَاتِلِ الْكَفَرَةَ الَّذِينَ يُكَذِّيُونَ رُسُلَكَ وَيَصُدُّونَ عَنْ سَبِيلِكَ وَاجْعَلْ عَلَيْهِمْ رِجْزَكَ وَعَذَابَكَ إِلٰهَ الْحَقِّ

[1]: Ahmed, III, 424 / Hâkim, I, 686-687/1868; III, 26/4308

www.eraykitap.com En İyi Bilgi Dünya ve Ahiret Saadeti Sağlayan Bilgidir





Rasûlullah (s.a) Uhud Savaşı esnasında Müslümanları saf yapıp önlerine geçmiş ve şöyle dua etmiştir:
Duanın Latince Okunuşu
Allâhümme lekel-hamdü küllühû.

Allâhümme lâ mâni’a limâ besatte ve lâ bâsita limâ kabazte ve lâ hâdiye limen edlalte ve lâ mudılle limen hedeyte ve

lâ mu’tıye limâ mena’te ve lâ mâni’a limâ a’tayte ve lâ mukarribe limâ bâ’atte ve lâ mübâ’ıde limâ karrebte.


Allahümmebsut ‘aleynâ min berakâtike ve rahmetike ve fadlike ve rızkıke.

Allâhümme innî es’elüken-na’îme yevmel-kıyâmeti ve’l- emne yevmel-havfi.

Allâhümme ‘âizün bike min şerri mâ a’taytenâ ve şerri mâ mena’tenâ.

Allâhümme habbib ileynel-îmâne ve zeyyinhü fî kulûbinâ ve kerrih ileynel-küfra ve’l- füsûka vel‘ısyâne vec- ‘alnâ miner-râşidîn.

Allâhümme teveffenâ müslimîne ve ahyinâ müslimîne ve el-hıknâ bis-sâlihîne ğayra hazâyâ ve lâ meftûnin.

Allâhümme kâtili’l-keferate’l-lezîne yükezzibûne rusuleke ve yesuddûne ‘an sebîlike vecal ‘aleyhim riczeke ve ‘azâbeke ilâhe’l-hakkı.





Duanın Türkçe Meali veya Manası
Allah’ım! Her türlü övgü Sana mahsustur.

Allah’ım! Senin bolca verdiğine mani olacak yoktur, kıstığını açacak da yoktur. Dalalette bıraktığına hidâyet verebilecek yoktur, hidâyet ettiğini de sapıtabilecek kimse yoktur.

Men ettiğini verecek kimse yoktur, verdiğine de mani olacak kimse yoktur. Uzaklaştırdığını yakınlaştırabilecek yoktur, yakınlaştırdığını da uzaklaştıracak kimse yoktur.

Allah’ım! Lütfun, rahmetin ve bereketlerinden ve rızkından bana aç, bolca ihsan eyle.

Allah’ım! Kıyamet gününde cennet, korku gününde güven istiyorum.

Allah’ım! Verdiğin ve vermediğin şeylerin şerrinden sana sığınıyorum.


Allah’ım! Bize imanı sevdir, kalblerimizi imanla süsle. Bize küfrü, itaatsizliği ve isyanı sevdirme, kerih göster, bizi doğru yolu bulanlardan eyle.

Allah’ım! Müslümanlar olarak canımızı al, Müslümanlar olarak dirilt, rezil olmadan ve fitneye uğramadan sâlih kullarının arasına dâhil eyle.

Allah’ım! Peygamberlerini yalanlayan ve insanları Senin yolundan alıkoyan şu kâfirleri helâk et, onlara rezillik ve azab ver. (Sen) gerçek ilâhsın Allah’ım!.




[1]: Ahmed, III, 424 / Hâkim, I, 686-687/1868; III, 26/4308

www.eraykitap.com En İyi Bilgi Dünya ve Ahiret Saadeti Sağlayan Bilgidir






Uhud savaşı esnasında müslümanları saf yapıp önlerine geçmiş ve şöyle dua etmiştir

Uhud savaşıda yapılan dualar Arapça ve Türkçe



Rasûlullah (s.a) Uhud Savaşı esnasında Müslümanları saf yapıp önlerine geçmiş ve şöyle dua etmiştir: Okunacak Dualar Arapça ve Türkçe

اَللّٰهُمَّ لَكَ الْحَمْدُ كُلُّهُ اَللّٰهُمَّ لاَ مَانِعَ لِمَا بَسَطْتَ وَلَا بَاسِطَ لِمَا قَبَضْتَ وَلَا هَادِيَ لِمَنْ أَضْلَلْتَ وَلَا مُضِلَّ لِمَنْ هَدَيْتَ وَلَا مُعْطِيَ لِمَا مَنَعْتَ وَلَا مَانِعَ لِمَا أَعْطَيْتَ وَلَا مُقَرِّبَ لِمَا بَاعَدْتَ وَلَا مُبَاعِدَ لِمَا قَرَّبْتَ اَللّٰهُمَّ ابْسُطْ عَلَيْنَا مِنْ بَرَكَاتِكَ وَرَحْمَتِكَ وَفَضْلِكَ وَرِزْقِكَ اَللّٰهُمَّ إِنِّي أَسْأَلُكَ النَّعِيمَ يَوْمَ الْقِيَامَةِ وَالْأَمْنَ يَوْمَ الْخَوْفِ اَللّٰهُمَّ عَائِذٌ بِكَ مْن شَرِّ مَا أَعْطَيْتَنَا وَشَرِّ مَا مَنَعْتَنَا اَللّٰهُمَّ حَبِّبْ إِلَيْنَا الْإِيمَانَ وَزَيِّنْهُ فِي قُلُوبِناَ وَكَرِّهْ إِلَيْنَا الْكُفْرَ وَالْفُسُوقَ وَالْعِصْيَانَ وَاجْعَلْنَا مِنَ الرَّاِشدِينَ اَللّٰهُمَّ تَوَفَّنَا مُسْلِمِينَ وَأَحْيِنَا مُسْلِمِينَ وَأَلْحِقْنَا بِالصَّالِحِينَ غَيْرَ خَزَايَا وَلاَ مَفْتُونِينَ اَللّٰهُمَّ قَاتِلِ الْكَفَرَةَ الَّذِينَ يُكَذِّيُونَ رُسُلَكَ وَيَصُدُّونَ عَنْ سَبِيلِكَ وَاجْعَلْ عَلَيْهِمْ رِجْزَكَ وَعَذَابَكَ إِلٰهَ الْحَقِّ


[1] : (Ahmed, III, 424; Hâkim, I, 686-687/1868; III, 26/4308) (Hâkim, De’avât, no:1868)

www.eraykitap.com En İyi Bilgi Dünya ve Ahiret Saadeti Sağlayan Bilgidir



Açıklamalar

Duanın Latince Okunuşu

Allâhümme lekel-hamdü küllühû.

Allâhümme lâ mâni’a limâ besatte ve lâ bâsita limâ kabazte ve lâ hâdiye limen edlalte ve lâ mudılle limen hedeyte ve lâ mu’tıye limâ mena’te ve lâ mâni’a limâ a’tayte ve lâ mukarribe limâ bâ’atte ve lâ mübâ’ıde limâ karrebte.


Allahümmebsut ‘aleynâ min berakâtike ve rahmetike ve fadlike ve rızkıke.

Allâhümme innî es’elüken-na’îme yevmel-kıyâmeti ve’l- emne yevmel-havfi.

Allâhümme ‘âizün bike min şerri mâ a’taytenâ ve şerri mâ mena’tenâ.

Allâhümme habbib ileynel-îmâne ve zeyyinhü fî kulûbinâ ve kerrih ileynel-küfra ve’l- füsûka vel‘ısyâne vec- ‘alnâ miner-râşidîn.

Allâhümme teveffenâ müslimîne ve ahyinâ müslimîne ve el-hıknâ bis-sâlihîne ğayra hazâyâ ve lâ meftûnin.

Allâhümme kâtili’l-keferate’l-lezîne yükezzibûne rusuleke ve yesuddûne ‘an sebîlike vecal ‘aleyhim riczeke ve ‘azâbeke ilâhe’l-hakkı.
(Ahmed, III, 424; Hâkim, I, 686-687/1868; III, 26/4308) (Hâkim, De’avât, no:1868)



Duanın Türkçe Meali veya Manası

Allah’ım! Her türlü övgü Sana mahsustur.

Allah’ım! Senin bolca verdiğine mani olacak yoktur, kıstığını açacak da yoktur. Dalalette bıraktığına hidâyet verebilecek yoktur, hidâyet ettiğini de sapıtabilecek kimse yoktur.

Men ettiğini verecek kimse yoktur, verdiğine de mani olacak kimse yoktur. Uzaklaştırdığını yakınlaştırabilecek yoktur, yakınlaştırdığını da uzaklaştıracak kimse yoktur.

Allah’ım! Lütfun, rahmetin ve bereketlerinden ve rızkından bana aç, bolca ihsan eyle.

Allah’ım! Kıyamet gününde cennet, korku gününde güven istiyorum.

Allah’ım! Verdiğin ve vermediğin şeylerin şerrinden sana sığınıyorum.

Allah’ım! Bize imanı sevdir, kalblerimizi imanla süsle. Bize küfrü, itaatsizliği ve isyanı sevdirme, kerih göster, bizi doğru yolu bulanlardan eyle.

Allah’ım! Müslümanlar olarak canımızı al, Müslümanlar olarak dirilt, rezil olmadan ve fitneye uğramadan sâlih kullarının arasına dâhil eyle.

Allah’ım! Peygamberlerini yalanlayan ve insanları Senin yolundan alıkoyan şu kâfirleri helâk et, onlara rezillik ve azab ver. (Sen) gerçek ilâhsın Allah’ım!. (Ahmed, III, 424; Hâkim, I, 686-687/1868; III, 26/4308) (Hâkim, De’avât, no:1868)


PEYGAMBER EFENDİMİZİN UHUD SAVAŞI’NDA OKUDUĞU DUA


Allâh Rasûlü:
“–Saf olunuz, Rabbime duâ ve senâda bulunayım!” buyurdu.
Ashâb-ı kirâm Allâh Rasûlü’nün arkasında saf oldular.
Peygamber Efendimiz şöyle duâ etti:

“Allâh’ım! Bütün hamd ü senâlar Sana âittir!

Allâh’ım! Sen’in yayıp bollaştırdığını daraltacak yok,

Sen’in daralttığını de açıp yayacak yok! Sen’in saptırdığını doğrultacak yok,

Sen’in hidâyet verdiğini de saptıracak yok! Sen’in vermediğini verecek yok,

Sen’in verdiğini de engelleyecek yok! Sen’in uzaklaştırdığını yaklaştıracak yok,

Sen’in yaklaştırdığını da uzaklaştıracak yok!


Allâh’ım! Rahmet ve bereketini, fazl u keremini üzerimize saç!

Allâh’ım! Sen’den aslâ değişmeyecek ve hiçbir zaman zâil olmayacak ebedî nîmetler isterim.

Allâh’ım! Sen’den yoksulluk gününde nîmet, korkulu günde emniyet dilerim!

Allâh’ım! Hem verdiklerinin hem de vermediklerinin şerrinden Sana sığınırım!




Allâh’ım! Îmânı bize sevdir, gönüllerimizi onunla zînetlendir!
Bizi küfür, azgınlık ve isyandan nefret ettir! Bizleri dîn ve dünyâ için
faydalı olan şeyleri bilenlerden, doğru yola erenlerden eyle!
Allâh’ım! Bizi müslüman olarak öldür, müslüman olarak yaşat!
Şeref ve haysiyetimizi yitirmeden, fitnelere mâruz kalmadan, sâlihler zümresine ilhâk eyle!





Allâh’ım! Sen’in peygamberlerini yalanlayan, insanları Sen’in yolundan alıkoyan kâfirler gürûhunu kahreyle!

Onların üzerine musîbetini ve azâbını indir. Allâh’ım! Kendilerine kitap verilen kâfirleri de kahreyle!

Ey hak ve gerçek olan İlâh! Âmîn!” (Ahmed, III, 424; Hâkim, I, 686-687/1868; III, 26/4308)





[1] : (Ahmed, III, 424; Hâkim, I, 686-687/1868; III, 26/4308) (Hâkim, De’avât, no:1868)

eraykitap.com En İyi Bilgi Dünya ve Ahiret Saadeti Sağlayan Bilgidir






Önceki Sayfa
Ebubekir-Yasin-Dualarim
Sonraki Sayfa