1 - ) Nuh (a.s)'mın ➤ Kur'an-ı Kerim'de ki Duaları Arapça Türkçe ➤
Nuh (a.s) Dau'ları Arapça ve Türkçe الْحَمْدُ لِلّٰهِ الَّذ۪ي نَجّٰينَا مِنَ الْقَوْمِ الظَّالِم۪ينَ [2] رَّبِّ أَنزِلْنِي مُنزَلًا مُّبَارَكًا وَأَنتَ خَيْرُ الْمُنزِلِينَ [3] Ayeti Kerimenin Latince Okunuşu Bismillahi mecrahe ve mursehe inne Rabbbi le Ğafurur Rahim (Hud Suresi - 41) [1] El hamdu lillâhillezî neccânâ minel kavmiz zâlimîn (Müminun Suresi 29) [2] Rabbi ennzilni munzilen mubareken ve Ente hayrul munzilin (Mü'minûn Sûresi (28) [3] Ayeti Kerimenin Türkçe Meali / Anlamı Onun (Gemini) yüzmesi ve demir atması (durması) Allah’ın adıyladır (Hud Suresi - 41) [1] "Bizi zalim kavmin elinden kurtaran Allah'a hamd olsun" de. (Müminun Suresi 29) [2] Rabbim! Beni mubarek, bereketli bir yere indir. ve Sen doğru yere yerleştireceklerin en hayırlısısın (Mü'minûn Sûresi (28) [3] [1]: (Hud Suresi - 41) [2]: (Müminun Suresi 29) [3]: (Mü'minûn Sûresi (28) www.eraykitap.com En İyi Bilgi Dünya ve Ahiret Saadeti Sağlayan Bilgidir |
Duanın Latince Okunuşu Rabbiğfirlî veli-vâlideyye ve limen dehale beytiye mü’minen ve lil-mü’minîne vel-mü’minâti ve lâ tezidiz-zâlimîne illâ tebârâ (Nûh Suresi - 28) [1] Rabbi innî e’ûzü bike en es’eleke mâ leyse lî bihî ’ılm. ve illâ teğfirlî ve terhamnî eküm-minelhâsirîn (Hûd Suresi - 47) [2] Duanın Türkçe Manası veya Meali Ey Rabbim! Bana, babama, anama, mü’min olarak evime girene ve bütün mü’min erkek ve mü’min kadınlara mağfiret eyle. Zalimlerin de sadece helâkini artır.” (Nûh Suresi - 28) [1] “Rabbim, şüphesiz benim oğlum ailemdendir ve Senin va’din de doğrusu haktır. Sen hakimler hakimisin.” (Hud Suresi - 45) Ey Rabbim! Bilmediğim şeyi istemekten Sana sığınırım. Eğer Sen, beni bağışlamaz ve bana merhamet etmezsen ben hüsrana düşenlerden olurum (Hûd Suresi - 47) [2] (Nûh Suresi - 28) (Hûd Suresi - 47) www.eraykitap.com En İyi Bilgi Dünya ve Ahiret Saadeti Sağlayan Bilgidir |
(Nuh) dedi ki: "Onu size ancak dilerse Allah getirir. Ve siz (Allah'ı) âciz bırakacak değilsiniz. (Hud Suresi - 33)
Nuh'a vahyolundu ki: Kavminden iman etmiş olanlardan başkası artık (sana) asla inanmayacak.
Öyle ise onların işlemekte olduklarından (günahlardan) dolayı üzülme. (Hud Suresi - 36)
Gözlerimizin önünde ve vahyimiz (emrimiz) uyarınca gemiyi yap ve zulmedenler
hakkında bana (bir şey) söyleme! Onlar mutlaka boğulacaklardır! (Hud Suresi - 37)
Nuh gemiyi yapıyor, kavminden ileri gelenler ise, yanına her uğradıkça onunla alay ediyorlardı.
Dedi ki: "Eğer bizimle alay ediyorsanız, iyi bilin ki siz nasıl alay ediyorsanız biz de sizinle alay edeceğiz! (Hud Suresi - 38)
Kendisini rezil edecek azabın kime geleceğini ve sürekli bir azabın kimin başına ineceğini yakında bileceksiniz." (Hud Suresi - 39)
Nihayet emrimiz gelip de sular coşup yükselmeye başlayınca Nuh'a dedik ki: "
(Canlı çeşitlerinin) her birinden iki eş ile - (boğulacağına dair) aleyhinde söz geçmiş olanlar dışında-
aileni ve iman edenleri gemiye yükle!" Zaten onunla beraber pek azı iman etmişti. (Hud Suresi - 40)
(Nuh) dedi ki: "Gemiye binin! Onun yüzüp gitmesi de, durması da Allah'ın adıyladır.
Şüphesiz ki Rabbim çok bağışlayan, pek esirgeyendir." (Hud Suresi - 41)
Gemi, dağlar gibi dalgalar arasında onları götürüyordu. Nuh, gemiden uzakta bulunan oğluna:
Yavrucuğum! (Sen de) bizimle beraber bin, kâfirlerle beraber olma! diye seslendi. (Hud Suresi - 42)
Oğlu: Beni sudan koruyacak bir dağa sığınacağım, dedi.
(Nuh): "Bugün Allah'ın emrinden (azabından), merhamet sahibi Allah'tan başka koruyacak kimse yoktur"
dedi. Aralarına dalga girdi, böylece o da boğulanlardan oldu. (Hud Suresi - 43)
(Nihayet) "Ey yer suyunu yut! Ve ey gök (suyunu) tut!" denildi. Su çekildi; iş bitirildi; (gemi de)
Cûdî (dağının) üzerine yerleşti. Ve: "O zalimler topluluğunun canı cehenneme!" denildi. (Hud Suresi - 44)
Nuh Rabbine dua edip dedi ki: "Ey Rabbim! Şüphesiz oğlum da ailemdendir.
Senin vâdin ise elbette haktır. Sen hakimler hakimisin." (Hud Suresi - 45)
Allah buyurdu ki: Ey Nuh! O asla senin ailenden değildir. Çünkü onun yaptığı kötü bir iştir.
O halde hakkında bilgin olmayan bir şeyi benden isteme! Ben sana cahillerden olmamanı tavsiye ederim. (Hud Suresi - 46)
Nuh dedi ki: Ey Rabbim! Ben senden hakkında bilgim olmayan şeyi istemekten sana sığınırım.
Eğer beni bağışlamaz ve esirgemezsen, ben ziyana uğrayanlardan olurum! (Hud Suresi - 47)
Denildi ki: Ey Nuh! Sana ve seninle beraber olan ümmetlere bizden selam ve bereketlerle (gemiden) in!
Kendilerini (dünyada) faydalandıracağımız, sonra da bizden kendilerine elem verici bir azabın dokunacağı ümmetler de olacaktır.(Hud Suresi - 48)
1. Kendilerine yakıcı bir azap gelmeden önce kavmini uyar, diye Nuh'u kendi kavmine gönderdik.
2."Ey kavmim dedi,ben sizin için açık bir uyarıcıyım"
3. "Allah'a kulluk edin; O'na karşı gelmekten sakının ve bana itaat edin."
4. "Ki Allah bir kısım günahlarınızı bağışlasın ve sizi belli bir vâdeye kadar tehir etsin (muahaze etmeden yaşatsın)"
Bilinmeli ki Allah'ın tayin ettiği vâde gelince, artık o ertelenmez. Keşke bilseydiniz!"
5. (Sonra Nuh:) Rabbim! dedi, doğrusu ben kavmimi gece gündüz (imana) davet ettim;
6. Fakat benim davetim, ancak kaçmalarını arttırdı.
7. Gerçekten de, (imana gelmeleri ve böylece) günahlarını bağışlaman için onları ne zaman davet ettiysem,
parmaklarını kulaklarına tıkadılar, (beni görmemek için) elbiselerine büründüler, ayak dirediler, kibirlendikçe kibirlendiler.
8. Sonra, ben kendilerine haykırarak davette bulundum.
9. Sonra, onlarla hem açıktan açığa hem de gizli gizli konuştum.
10. Dedim ki : Rabbinizden mağfiret dileyin; çünkü O çok bağışlayıcıdır.
11. (Mağfiret dileyin ki,) üzerinize gökten bol bol yağmur indirsin,
12. Mallarınızı ve oğullarınızı çoğaltsın, size bahçeler ihsan etsin, sizin için ırmaklar akıtsın.
13. Size ne oluyor ki, Allah'a büyüklüğü yakıştıramıyorsunuz?
14. Oysa, sizi türlü merhalelerden geçirerek O yaratmıştır.
15. Görmediniz mi, Allah yedi göğü birbiriyle ahenktar olarak nasıl yaratmış!
16. Onların içinde ayı bir nûr kılmış, güneşi de bir çerağ yapmıştır.
17. Allah, sizi de yerden ot (bitirir) gibi bitirmiştir.
18. Sonra sizi yine oraya döndürecek ve sizi yeniden çıkaracaktır.
19. "Allah,yeryüzünü sizin için bir sergi yapmıştır."
20. "Ki, onda geniş yollar edinip dolaşabilesiniz.(diye).
21. (Öğütlerinin fayda vermemesi üzerine) Nuh: Rabbim! dedi, doğrusu bunlar bana karşı geldiler de,
malı ve çocuğu kendi ziyanını arttırmaktan başka işe yaramayan kimseye uydular.
22. Bunlar da, büyük hileler, büyük desiseler kurdular!
23. Ve dediler ki: Sakın ilâhlarınızı bırakmayın; hele Ved'den, Suvâ'dan, Yeğûs'tan, Ye'ûk'tan ve Nesr'den asla vazgeçmeyin!
24. (Böylece) onlar gerçekten birçoklarını saptırdılar. (Rabbim!) Sen de bu zalimlerin ancak şaşkınlıklarını arttır!
25. Bunlar, günahları yüzünden suda boğuldular, ardından da ateşe sokuldular ve o zaman Allah'a karşı yardımcılar da bulamadılar.
26. Nuh: "Rabbim! dedi, yeryüzünde kâfirlerden hiç kimseyi bırakma!"
27. "Çünkü sen onları bırakırsan kullarını saptırırlar; yalnız ahlâksız, nankör (insanlar) doğururlar (yetiştirirler)."
28. "Rabbim! Beni, ana-babamı, iman etmiş olarak evime girenleri,
iman eden erkekleri ve iman eden kadınları bağışla, zalimlerin de ancak helâkini arttır."
[1]: Latince Okunuşu / www.hafizefendi.com
[2]:Diyanet İşler Başkanlığı Kur'an Meali
|