Niçin Kitab-ı İlahî'yi pâyımal ettin?
Niçin Şeriat'ı murdar elinle kirlettin?
Çıkıp tepinmeye yok muydu başka bir saha?
Nedir bu salladığın çifte Kitabullah'a?
Herif! Şu millet-i masume'den ne istedin?
Ki doğru yol diye tuttun dalaleti gösterdin!
Yıkıp şeriati bambaşka bir bina kurduk
Nebi'ye atf ile binlerce herze uydurduk
O hali buldu ki cür'et: yecuzu fit-tergib
Kar-ı erzeli fetva kesildi hem ne garip
Hadis vaaz ederken sevap uman bile var!
Sevabı var imiş, bir zaman gelir anlar!
Cihanı titretiyorken nidayı "men kezebe..."
İşitmiyor mu nedir, bakın şu bi edebe
Lisanı paki nebi'den yalanlar uyduruyor;
Sıkılmadan da sevap işledim deyip duruyor.
Mehmet Akif Ersoy
|
|
Şak Şak Şak
Bir de İstanbul’a geldim ki: bütün çarşı, Pazar
Nâradan çalkalanıyor! Öyle ya...Hürriyet var!
Galeyan geldi mi, mantık savuşurmuş...Doğru:
Vardı aklından o gün her kimi gördümse zoru
Ötüyor her taşın üstünde birer dilli düdük
Dinliyor, kaplamış etrafını yüzlerce hödük.
Kim ne söylerse, hemen el vurup alkışlanacak...
-Yaşasın!
-Kim yaşasın?
-Ömrü olan.
-Şak! Şak! Şak!”
Başka bir yerde de Hürriyetin lafla
olmayacağını şu şekilde anlatıyor:
“Bu cehalet yürümez; asra bakın: Asr-ı ulum!
Başlasın terbiyeniz, ailelerden oğlum.
Sade hürriyeti ilan ile bir şey çıkmaz;
Fikr-i hürriyeti hazm ettiriniz halka biraz.”
Mehmet Akif Ersoy
|