Zulmü alkışlayamam
Zulmü alkışlayamam, zalimi asla sevemem;
Gelenin keyfi için geçmişe kalkıp sövemem.
Biri ecdadıma saldırdımı,hatta boğarım!...
-Boğamazsın ki!
-Hiçolmazsa yanımdan kovarım.
Üçbuçuk soysuzun ardından zağarlık yapamam;
Hele hak namına haksızlığa ölsem tapamam.
Doğduğumdan beridir, aşığım istiklale;
Bana hiç tasmalık etmiş değil altın lale!
Yumuşak başlı isem, kim dedi uysal koyunum
Kesilir belki, fakat çekmeye gelmez boyunum!
Kanayan bir yara gördümmü yanar ta ciğerim,
Onu dindirmek için kamçı yerim, çifte yerim!
Adam aldırmada geç git, diyemem aldırırım.
Çiğnerim, çiğnenirim, hakkı tutar kaldırırım!
Zalimin hasmıyım amma severim mazlumu...
İrticanın şu sizin lehçede ma'nası bu mu?
Mehmet Akif Ersoy
|
|
Şak Şak Şak
Bir de İstanbul’a geldim ki: bütün çarşı, Pazar
Nâradan çalkalanıyor! Öyle ya...Hürriyet var!
Galeyan geldi mi, mantık savuşurmuş...Doğru:
Vardı aklından o gün her kimi gördümse zoru
Ötüyor her taşın üstünde birer dilli düdük
Dinliyor, kaplamış etrafını yüzlerce hödük.
Kim ne söylerse, hemen el vurup alkışlanacak...
-Yaşasın!
-Kim yaşasın?
-Ömrü olan.
-Şak! Şak! Şak!”
Başka bir yerde de Hürriyetin lafla
olmayacağını şu şekilde anlatıyor:
“Bu cehalet yürümez; asra bakın: Asr-ı ulum!
Başlasın terbiyeniz, ailelerden oğlum.
Sade hürriyeti ilan ile bir şey çıkmaz;
Fikr-i hürriyeti hazm ettiriniz halka biraz.”
Mehmet Akif Ersoy
|