Hadis-i Şeriften

🌹 Dualar Arapça ve Türkçe 🌹

Dua Yapmaya Başlarken Okunacak Dualar

بِسْمِ اللّٰهَ، واَلْحَمْدُ اللّٰهَ وَالصَّلاَةُ وَالسَّلاَمُ عَلَى رَسُولِ اللّٰهَ 🌹 سُبْحَانَ رَبِّيَ العَلِيِّ الأَعْلَى الوَهَّابِ [1]

🌹 Duanın Latince Okunuşu
Bismillah vel Hamdulillah ves Salatu ves Selamu ala Rasulullah Subhane Subhane Rabbiyel aliyyil alel Vehhab [1]

🌹 Duanın Türkçe Manası / veya Meali
🌹 Allah'ın Adıyla Başlıyorum ve Allaha Hamd Olsun Rasulullaha Salat ve Selam Olsun Karşılıksız bolca veren en yüce Rabb'im! Sen noksan sıfatlardan münezzehsin. [1]

🌹 [1]: İyas bin Seleme ibni'l Ekva (r.anhuma) babasının şöyle dediğini rivayet etmiştir Ben Rasulullah (a.s)'mın dua'ya her başladığında mutlaka Subhane Rabbiyel aliyyil alel Vehhab diyerek başladığını işittim
Hakim el Müstedrek no:1835 1/676

🌹Hadis-i Şeriften Dualar 🌹 Arapça ve Türkçe

🌹 1 / 1 - ) İmanın Altı Şartı (Amentü Duası / Amentü billâhi...) için Okunacak ➤ Duaları Arapça Türkçe ➤ 🌹


آمَنْتُ بِاللهِ وَ مَلَئِكَتِه وَ كُتُبِهِ وَ رُسُلِهِ وَ اْليَوْمِ اْلآخِرِ
وَ بِالْقَدَرِ خَيْرِهِ وَ شَرِّهِ مِنَ اللهِ تَعَالَى وَ اْلبَعْثُ بَعْدَ اْلمَوْتِ
حَقٌّ اَشْهَدُاَنْ لآ اِلَهَ اِلاَّ اَللهُ وَ اَشْهَدُ اَنَّ مُحَمَّداً عَبْدُهُ وُ رَسُولُهُ

Duanın Latince Okunuşu

Âmentü billâhi
ve melâiketihî
ve kütübihî
ve rusülihî
ve’l-yevmi’l-âhiri
ve bi’l-kaderi
khayrihî
ve şerrihî
minallâhi teâlâ
ve’l-ba‘sü ba‘de’l-mevti
Hakkun.
Eşhedü enlâ ilâhe illallâh
ve eşhedü enne muhammeden abduhû ve rasûlüh” [1]






Duanın Türkçe Meali Manası

Ben Allahu Teâlâ'ya,
meleklerine,
kitaplarına,
peygamberlerine,
âhiret gününe,
kadere;
hayır ve şerrin Allâhu Teâlâ'nın yaratmasıyla olduğuna inandım.
Öldükten sonra dirilmek de haktır.
Ben şehadet ederim ki, Allâhu Tealâ'dan başka ilâh yoktur.
Ve yine şehadet ederim ki, Muhammed (s.a.v) Onun kulu ve Rasuludur. [1]





[1]: Cibril Hadisi Buhârî, İman 1 Cibril Hadisi Müslim, İman 1


Eşhedü enlâ ilâhe illallâh ve eşhedü enne muhammeden abduhû ve rasûlüh
www.eraykitap.com En İyi Bilgi Dünya ve Ahiret Saadeti Sağlayan Bilgidir


Açıklamalar
Cebrail aleyhisselâm, Hz. Peygamber'in de aralarında bulunduğu bir sahabe' topluluğuna insan suretinde gelmiş, iman, İslâm, ihsan ve kıyamet alâmetleri gibi bazı soruları Allah Rasûlüne sorarak cevaplarını almıştır. İşte Cebrail (a.s.)'in bizzat soru sorarak ve cevaplarını tasdik ederek telkin ettiği bu hadise "Cibril hadîsi" adı verilmiştir.

Abdullah b. Ömer'in, babası Hz. Ömer'den naklettiği bu hadis şöyledir:

"Bir gün Rasûlullah (s.a.s.)'in yanında bulunduğumuz sırada âniden yanımıza, elbisesi bembeyaz, saçı simsiyah bir zat çıkageldi. Üzerinde yolculuk eseri görülmüyor, bizden de kendisini kimse tanımıyordu. Doğru peygamber (s.a.s.)'in yanına oturdu ve dizlerini onun dizlerine dayadı. Ellerini de uylukları üzerine koydu. Ve:

"Ya Muhammed! Bana İslâm'ın ne olduğunu söyle?" dedi. Rasûlullah (s.a.s.): "İslâm; Allah'tan başka ilâh olmadığına, Muhammed'in de Allah'ın Rasulü olduğuna şehadet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman ve gücün yeterse Beyt'i hac etmendir." buyurdu. O zat: "Doğru söyledin." dedi. Babam dedi ki: "Biz buna hayret ettik. Zira hem soruyor, hem de tasdik ediyordu."

"Bana imandan haber ver?" dedi. Rasûlullah (s.a.s.): Âllah'a, Allah'ın meleklerine kitaplarına, peygamberlerine ve ahiret gününe inanman, bir de kadere, hayrına şerrine inanmandır." buyurdu. O zât yine: "Doğru söyledin." dedi. Bu sefer:

"Bana ihsandan haber ver?" dedi. Rasûlullah (s.a.s.): " Allah'a O'nu görüyormuşsun gibi ibadet etmendir. Çünkü her ne kadar sen onu görmüyorsan da o seni muhakkak görür." buyurdu. O zat:

"Bana kıyametten haber ver?" dedi. Rasûlullah (s.a.s.) "Bu meselede kendisine sorulan, sorandan daha çok bilgi sahibi değildir." buyurdular. "O halde bana alâmetlerinden haber ver." dedi. Peygamber (s.a.s.):

"Câriyenin kendi sahibesini doğurması ve yalın ayak, çıplak, yoksul koyun çobanlarının bina yapmakta birbirleriyle yarış ettiklerini görmendir." buyurdu. Babam dedi ki:

Bundan sonra o zat gitti. Ben bir süre bekledim. Sonunda Allah Rasûlü bana: "Ya Ömer! O soru soran zatın kim olduğunu biliyor musun?" dedi. "Allah ve Rasûlü bilir." dedim.

"O Cibrîl'di. Size dininizi öğretmeye gelmişti." buyurdular. (Buhârî, İman 1; Müslim, İman 1).

[1]

[1] : sorularlaislamiyet.com

eraykitap.com En İyi Bilgi Dünya ve Ahiret Saadeti Sağlayan Bilgidir




imanda Sebat icin Allahım! Bize îmânı sevdir ve kalplerimizde onu güzelleştir Okunacak Dualar Arapça ve Türkçe

اللَّهُمَّ حَبِّبْ إِلَيْنَا الْإِيمَانَ، وَزَيِّنْهُ فِي قُلُوبِنَا
وَكَرِّهْ إِلَيْنَا الْكُفْرَ وَالْفُسُوقَ وَالْعِصْيَانَ وَاجْعَلْنَا مِنَ الرَّاشِدِينَ
اَللّٰهُمَّ تَوَفَّنَا مُسْلِمِينَ وَأَحْيِنَا مُسْلِمِينَ وَأَلْحِقْنَا بِالصَّالِحِينَ

Duanın Latince Okunuşu
"... Allahumme habbib ileynel imane ve zeyyin hu kulubune ve kerrih ileyenel kufra vel fusuka vel isyan ve cealna miner raşidin Allâhümme teveffenâ müslimîne ve ahyinâ müslimîne ve el-hıknâ bis-sâlihîne..."
Duanın Türkçe Meali / Anlamı
"... Allahım! Bize imanı sevdir ve kalplerimizde onu güzelleştir Küfrü fâsıklığı (Allah'a itaatten çıkmayı) ve isyanı (Allah'a karşı gelmeyi) bize çirkin göster. Bizi (bu sıfatlara sahip) hak yolda yürüyenlerden kıl Allah’ım! Müslümanlar olarak canımızı al, Müslümanlar olarak dirilt, rezil olmadan ve fitneye uğramadan sâlih kullarının arasına dâhil eyle..." [1]
[1]: Ahmed, III, 424; ⇒ Hâkim, I, 686-687/1868; III, 26/4308 (Hâkim, De’avât, no:1868 Uhud Duasından)

www.eraykitap.com En İyi Bilgi Dünya ve Ahiret Saadeti Sağlayan Bilgidir



Açıklamalar
2612- Âişe (r.anha)’dan rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Mü’minlerin iman yönünden en yoğunu ahlak bakımından en güzel olanı ve çoluk çocuğuna karşı iyi ve yumaşak davranıp bağışı bol olandır.” (Ebû Dâvûd, Edeb: 15; Buhârî, İman: 33)

2614- Ebû Hüreyre (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: “İmanın yetmişten fazla bölümü vardır. En aşağı yoldan zarar veren şeyleri kaldırıp atmak, en yüksek mertebesi de Allah’tan başka ilah yoktur sözünü söylemektir.” (Buhârî, İman: 2; Müslim, İman: 12) [1] <
2618- Câbir (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) buyurdular ki: “İman ile küfür arasında namazı terk etmek vardır.” (Müslim, İman: 35)

2619- A’meş (r.a.)’den aynı senedle bu hadisin bir benzerini rivâyet ederek şöyle demiştir: “Kul ile küfür ve şirk arasında namazı terk etmek vardır.” (Müslim, İman: 35; İbn Mâce, İkame: 77)

2620- Câbir (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: “Kul ile küfür arasında namazı terk etmek vardır.” (Müslim, İman: 35; İbn Mâce, İkame: 77)

2621- Büreyde (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Bizimle münafık, müşrik ve kafirler arasındaki fark namazdır. Kim onu terk ederse kafir olur.” (Müslim, İman: 35; İbn Mâce, İkame: 77)

2622- Tabiinden, Abdullah b. Şakîk el Ukaylî (r.a.) şöyle diyor: “Muhammed’in ashabı namazdan başka amellerden hiçbirinin terk edilmesini küfür saymazlardı ancak namazın terk edilmesini küfür sayarlardı.” (Müslim, İman: 35; İbn Mâce, İkame: 77) [2]
2623- Abbâs b. Abdulmuttalib (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.)’in şöyle buyurduğunu işitmiştir: “Rab olarak Allah’ı din olarak İslamı, Peygamber olarakta Muhammed’i kabul edip o hayattan da razı olan kişi imanın tadını tatmıştır.” (Müslim, İman: 15)

2624- Enes (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Her kimde üç özellik bulunursa bunlar sayesinde imanın tadını bulur. Allah ve Peygamber (s.a.v.)’in bir kimseye başkalarından daha sevimli olması kişinin sevdiğini Allah için sevmesi Allah tarafından kurtarıldıktan sonra küfre dönmekten ateşe atılmaktan hoşlanmadığı kadar hoşlanmaması.” (Müslim, İman: 15; Buhârî, İman: 8) [3]

[1] : Tirmizi Tercume Abdullah Parlıyan / iman Bölümleri / BÖLÜM: 6 Ø IMAN ARTAR VE EKSILIR MI?
[2] : Tirmizi Tercume Abdullah Parlıyan / iman Bölümleri / BÖLÜM: 9 Ø NAMAZI TERK EDEN KIMSENIN DURUMU NEDIR?
[3] : Tirmizi Tercume Abdullah Parlıyan / iman Bölümleri / BÖLÜM: 10 Ø IMANIN TADINI KIM TATMIŞ OLUR?





🌹Hadis-i Şeriften Dualar 🌹 Arapça ve Türkçe

🌹 1 / 1 - ) İmanın Altı Şartı (Amentü Duası / Amentü billâhi...) için Okunacak ➤ Dualar Arapça Türkçe ➤ 🌹


Bir Topluluktan Korkan ve İmanında Şüpheye Düşenin Yapacağı Dualar
Amentü Billahi ve rusulihi Allahummek finihim bima şi'te Arapça ve Türkçe



اَللّٰهُمَّ اكْفِنِيهِم بِمَا شِئْتَ [1] آمَنْتُ بِاَللَّهِ وَرُسُلِهِ [2]
هُوَ الْاَوَّلُ وَالْاٰخِرُ وَالظَّاهِرُ وَالْبَاطِنُۚ وَهُوَ بِكُلِّ شَيْءٍ عَليمٌ [3]
اَللّٰهُ رَبِّي لاَشَرِيكَ لَهُ [4] اَللّٰهُ اَللّٰهُ رَبِّي لاَاُشْرِكُ بِهِ شَيْأً [5]




Duanın Türkçe Manası
132- "Allahım! Beni, onlara (zalim kfirlere) karşı dilediğin şekilde koru." [1]
134- (4/3) "Allah’a ve O’nun elçilerine îmân ettim" [2]
135- (4/4) O, ilk ve sondur. Zâhir ve Bâtın'dır. O, her şeyi hakkıyla bilendir. (Hadîd Sûresi - 3)[3]
Allah benim Rabbimdir ve ortağı yoktur [4]
Allah Allah benim Rabbimdir ben O'na hiç bir şeyi ortak koşmam [5]



[1]: Hisnul Muslim düşmana karşi yapılan dua PDF / Müslim, (4/2300)
[2]: Hisnul Muslim düşmana karşi yapılan dua PDF / Müslim, (1/119-120)
[3]: Hisnul Muslim düşmana karşi yapılan dua PDF / Hadîd Sûresi - 3 / Ebu Dâvud (3/962)
[4]: Ali el Muttaki 17553
[5]: İbni Mâce Kahraman Yayınları: 10/76. Dua Bölümü 34 -


www.eraykitap.com En İyi Bilgi Dünya ve Ahiret Saadeti Sağlayan Bilgidir






Duanın Latince Okunuşu
Allahummek fi nihim bima şi'te [1]:
Amentü Billahi ve rusulihi [2]:
Huvel evveli vel akhiri vvel zahiri vel batini ve huve ala kullişreyin kadir [3]:
Allahu Rabbi la şerikeleh [4]:
Allahu Allahu Rabbi la uşriku bihi şeyen [5]:



Duanın Türkçe Manası
132- "Allahım! Beni, onlara (zalim kfirlere) karşı dilediğin şekilde koru." [1]
134- (4/3) "Allah’a ve O’nun elçilerine îmân ettim" [2]
135- (4/4) O, ilk ve sondur. Zâhir ve Bâtın'dır. O, her şeyi hakkıyla bilendir. (Hadîd Sûresi - 3)[3]
Allah benim Rabbimdir ve ortağı yoktur [4]
Allah Allah benim Rabbimdir ben O'na hiç bir şeyi ortak koşmam [5]




[1]: Hisnul Muslim düşmana karşi yapılan dua PDF / Müslim, (4/2300)
[2]: Hisnul Muslim düşmana karşi yapılan dua PDF / Müslim, (1/119-120)
[3]: Hisnul Muslim düşmana karşi yapılan dua PDF / Hadîd Sûresi - 3 / Ebu Dâvud (3/962)
[4]: Ali el Muttaki 17553
[5]: İbni Mâce Tercemesi Kahraman Yayınları: 10/76. Dua Bölümü 34 - Dua Kitabı 11- Babanın Ve Mazlumun (Leh Ve Aleyhteki) Duaları Babı 17- Kerb (Üzüntü) Zamanında Okunacak Duâ Babı



Amentü Duası Kuran-ı Kerim'de geçer mi?

Amentü kelimesi ve amentünün bazı bölümleri Kur'an-ı Kerim'de geçmektedir, ama tamamaı Kur'an da geçmez.

Örneğin Bakara suresi ve Nisa suresindeki ayetlerde şöyle geçer;

"...Asıl erdemli kişi Allah’a, âhiret gününe, meleklere, kitaba ve peygamberlere iman eden;..." (Bakara suresi, 177. ayet)


"Ey iman edenler! Allah’a, peygamberine, peygamberine indirdiği kitaba ve daha önce indirdiği kitaba iman edin.

Allah’ı, meleklerini, kitaplarını, peygamberlerini ve âhiret gününü inkâr eden kimse iyice sapıtmıştır." (Nisa suresi, 36. ayet)


İşte Amentü da Kur'an'ın bu ayetleri ile oluşturulmuş bir bütündür, imanı tasdik etmedir.


Amentü Duası namazlarda okunmaz imanın altı şartıdır



Âmentü esaslarının mana ve mahiyeti hakkında özetle şunları söylememiz mümkündür:

1) Allah'a inanmanın manası şudur; Allah'ın var olduğuna; birliğine, eşi, dengi, benzeri olmadığına; yegane yaratıcı olduğuna;

O'ndan başka bir ilâh bulunmadığına; Allah'ın Kur'ân'da bildirilen yüce sıfatlarına, her türlü kemâl sıfatlarla muttasıf her türlü

eksikliklerden uzak olduğuna; oğlu, kızı bulunmadığına; hiçbir şeye muhtaç olmadığına... vb. inanmak,




2) Allah'ın gözle görülmeyen nurânî ve ruhânî yaratıkları olan meleklerin varlığına inanmak,



3) Allah'ın, insanlar arasından, kendisiyle kulları arasında elçilik yapan peygamberler seçtiğine ve bunlardan ismi Kur'an'da bildirilenlerin tek tek peygamberliğine inanmak,



4) Allah'ın, peygamberlerden bazılarına kitaplar indirdiğine, bunlardan özellikle

Hz. Muhammed (s.a.s.)'e indirilen Kur'an'a ve Kur'an'da zikredildiği üzere

Hz. Musâ'ya indirilen Tevrat'a,

Hz. Dâvûd'a indirilen Zebur'a,

Hz. İsâ'ya indirilen İncil'e inanmak,






Peygamberlere verilen bu suhuflardan
10 sahife (Suhuf) Hz. Âdem'e,
50 sahife (Suhuf) Hz. Şit'e,
30 sahife (Suhuf) Hz. İdris'e ve
10 sahife de(Suhuf) Hz. İbrahim'e verilmiştir.





Ebû Zerr'den rivayet ettiği bir hadîste
Peygamber (s.a.s.) Âdem'e on sahifelik bir kitap indirildiğini söylemiştir.
(Şias Muhittin BAĞÇECİ)




İdris(a.s), elbise dikmeye başlamış ve giymiştir.

Ona otuz sahîfe indirilmiştir. Kalemle ilk yazı yazan,

yıldızlar ve hesâb ilmine bakan odur (Beydâvî, Şeyhzâde).

Darulkitap islam ansiklopedisi: hadis kitapları:

sahihler: sahihi buhari..: 7- İdrîs Aleyhi's-Selâm'ın Zikri Babı;





5) Ahiret gününe, kıyametin kopacağına, dünya hayatının son bulacağına,

herkesin öleceğine ve tekrar diriltileceğine; hesaba, Sırata, Mizâna, Cennet'e, Cehennem'e... vb. inanmak,



6) Kadere, hayır ve şer her şeyin Allah'ın dilemesi ve yaratmasıyla olduğuna inanmak gerekmektedir.



Mümin sayılabilmek için bunlara toptan inanma gereği olduğu gibi, her birine ayrı ayrı inanmak da zarurîdir.

Bunlardan ve zarurât-ı dîniyye (kesin dini emir ve yasaklar)dan herbirine inanmak gerekir.

Bunlardan birini inkâr, tamamını inkâr sayıldığından, küfürdür. Zira imanda bölünme olmaz.



"Kalbinde arpa (zerre) ağırlığınca iman olduğu hâlde "Lâ ilâhe illallah" diyen Cehennem ateşinden çıkar (Cennet'e girer)"

(Buhârî, Tevhîd, 19; Müslim, İmân, 316, 325, 326; Nesâî, İmân, 18; Tirmizî, Birr, 61) hadisinin anlamı şudur:

Cidden az bir imana sahip kimse Cehennem'de ebedî kalmaz.

Cezasını çektikten sonra Cehennem'den çıkarılır, Cennet'e sokulur. Burada "az bir imanı olan" demek,


"İnanılması gerekenlerden bazılarına inanan, bazılarına inanmayan" demek değildir. İman bir bütün olduğundan, bu küfürdür.



Müminler, iman esaslarına inanma açısından eşittirler.

Ancak, imanlarının kuvvetli ve zayıf oluşları açısından farklıdırlar.

Bir de İslâm'ın emirlerinin yerine getirilmesi açısından farklıdırlar.
"Kalbinde en küçük iman bulunan"dan maksat, zayıf bir imana sahip olup amellerde kusur eden demektir.

Helâl saymaksızın bazı haramları işleyen, farzları terk edenler cezalarını çektikten sonra Cennet'e gireceklerdir.

(el-Aynî, Umdetu'l-Kârî, Beyrut, (t.y), I, 168, 172, 173).





Şunu da belirtmek gerekir ki; bu ve benzeri hadislere bakıp da gayr-i müslimlerin (Ehl-i Kitâb'ın) Cennet'e gireceğini sanmak imkânsızdır.

Çünkü -Allah Kur'an-ı Kerîm'de onların kâfir olduğunu açıkça bildirmiştir. (Mâide, 5/17, 72-73; Nisâ, 4/151-152).

Cennet'i hak etmenin ilk şartı imandır.

İman da, önce Allah'a
Hz. Muhammed'in peygamberliğine inanmak
ve bütün Kur'anî hükümlerin hiçbirin ihmâl etmeden,
eksiksiz olarak toplumda uygulanmasını istemekle gerçekleşir.






Peygamberlere verilen suhuf

İlk semavi kitaplar; peygamberlere verilen sahifenin çoğulu. Sahife, yazılı veya yazılacak kâğıttan, kırtastan bir parçadır.
Bu da bizim sahife dediğimiz, safhadan daha genel olarak yaprak ve varak adı verilen parçadan ibarettir.
Çoğulu "sahaif" ve "suhuf"tur. Bu sûretle sahife ve suhuf, mektuba, risâle ve kitaba da denir (Elmalılı, Hak Dini Kur'an Dili, VIII, 5578).


Peygamberlere verilen bu suhuflardan
10 sahife (Suhuf) Hz. Âdem'e,
50 sahife Hz. Şit'e,
30 sahife Hz. İdris'e ve
10 sahife de Hz. İbrahim'e verilmiştir.




Kur'an-ı Kerim'de " Suhuf-u Ûla (ilk sahifeler)"den bahsedilmektedir.
Bunların yukarıda bildirilen sahifeler olduğu anlaşılmaktadır (Taha Suresi - 20/133).

Ayrıca A'lâ süresinin 18. ve Necm süresinin 36. ayetlerinde Suhufu İbrahim'den ve Suhuf-u Müsâ'dan bahsedilmektedir.
Bu iki suhufun içerdiği hükümlerle ilgili olarak Necm süresi 38. ayet ve devamında bilgi verilmektedir.

Müsâ'nın sahifeleri ifadesiyle Tevrat kastedilmekle beraber, İbrahim'in sahifeleri hakkında Kur'ân'ın dışında, her hangi bir yerde yeterli bilgi yoktur.
Hattâ Yahudilerin ve Hıristiyanların kutsal metinlerinde bile bunlardan söz edilmez.

Sadece Kur'ân-ı Kerim'de birisi Necm suresi 36. ayetinin devamında, birisi de A'lâ süresinde olmak üzere iki yerde
Hz. İbrahim'in getirdiği talimattan bazı bölümler zikredilmiştir (Mevdûdî, Tefhimül-Kur'an, terc, heyet, VI, 32).


Hz. İbrahim (a.s) indirilen sahifelerin mübarek ramazan ayının ilk gecesi indirildiğine dair
Vâsıle b. el-Eska' (r.a)'den gelen bir rivayet vardır (Ahmed İbn Hanbel, IV, 107).


Bu sahifelerin ihtiva ettiği hakikatlerin tevhid, ibadet, ahlâk, muamelât ve ahkâm esasları olduğunu anlamak için herhangi bir vesikaya gerek yoktur.
Çünkü Cenabı Hakkın risâlet ve nübüvvetle ilgili koyduğu şartlardan ve Kur'ân-ı Kerim'den bunu anlamak kolaydır.

Nitekim Necm süresi 38-49 âyetlerinde ilk sahifelerin yani Hz. İbrahim ve Hz. Müsâ sahifelerinin ihtiva ettiği gerçekler şöyle maddelendirilebilir.
Bunlar her peygamberin getirdiği şeriatte temel esasların aynılığını, değişmezliğini göstermesi bakımından da önemlidir:

Herkes yaptıklarından mesuldür. Bir şahsın yaptıklarından ancak kendisi sorumludur.
Hiç kimse başkasının cezasıyla cezalandırılmaz.
Her şahıs yaptığının karşılığını görecektir.
Başkasının yaptığı amellere kimse ortak olamaz.
Hiç kimse yapmadığı amelin karşılığını alamaz (Mevdûdî, Tefhimül-Kur'ân, VI/32).


"Dönüş Allahadır.
Güldüren ve ağlatan,
dirilten ve öldüren;
çiftleri, erkek ve dişiyi,
döl yatağına düşen meni'den yaratan O'dur.
Öldükten sonra dirilten O'dur.
İhtiyaçları veren ve zenginleştiren O'dur.
Gökte ve yerde olanların Rabbı O'dur" (en-Necm Suresi - 53/38-49).


Kur'ân'da peygamberlerin sözlerini ve mücâdelelerini incelediğimiz zaman,
kendilerine indirilen sahifelerin içeriği ile ilgili örnekleri çoğaltmak mümkün olur.
Taberi'de Hz. Şit'e verilen sahifelerden şöyle bir cümle nakledilmektedir:


"Âdem oğullarına söyle ki, bir şart koştuklarında ona şâhid tutsunlar, ta ki inkar edemesinler.
Nitekim Âdem, benim ahdimi unuttu İblis de onu aldattı ve Cennetten çıkmasına sebep oldu" (Taberi, Tarih, I/93).


Hem bu sahifelerin, hem de diğer semavi kitabların; kitab gönderilmeyen peygamberlerin tebliğ görevinde hükümlerine tabi
oldukları metinler olduğunu ifade bakımından da şöyle denilmektedir
"İdris (a.s) Şît aleyhisselâmın suhufunu okurdu ve ahaliyi o kitabın hükmüne davet ederdi.
Hak Teâlâ ona da otuz sahife gönderdi. O bu sahifeleri kendi eliyle yazdı. Âdem (a.s)'dan sonra ilk kalem tutup yazı yazan İdris (a.s)'dır."

İdris (a.s) şöyle dedi: "Ya Rıdvân, ben Hak Teâlânın peygamberiyim.
Benim makamımın cennet olacağını suhufta gördüm" (Taberî, Tarih, I/95, 97).

Suhuf kelimesi Kur'ân-ı Kerîm'de devamlı bu çoğul siğasıyla kullanılır şöyle ki:


1 - Suhufu Müneşşera: Dağıtılmış sahifeler halinde tezkireler manâsınadır (Müddessir Suresi - 74/52).
Bu, Kur'ân tabiriyle, ehli küfrün, bütün insanlığa rehberi olarak indirilen

Kur'ân yerine, şahısları adına bir takım sahifelerden oluşan tezkireler indirilmesini istemelerini ifade etmektedir.


Bu istek kendisini toplumdan üstün ve ayrı gören küfür egosunun tezahürlerinden biridir.
Ancak bu istekleri gerçekleşse bile yine de inanmayacakları, belirtilmektedir (Müddessir Suresi - 74/53).


Neşredilmiş, dağıtılmış sahifelerle ilgili olarak "Sahifeler neşredildiği vakit" (Tekvir Suresi - 81/10) buyurulmaktadır.
Neşredilen bu sahifeler iki çeşittir.
Bunlardan birincisi amel defterleridir ki bunların neşri, hesap işin açılmaları demektir.

İbnül-Mümin'in İbn Cüreyc'den rivayetine göre, "İnsan ölünce sahifesi dürülür. Sonra kıyamet günü açılır ve ona göre hesabı görülür."


İkincisi de; "Artık kitabı sağ eline verilen kişi der ki:
Alın kitabını okuyun. Kitabı sol eline verilen ise, o da der ki:
Keşke bana kitabımverilmeseydi"
(el-Hakka Suresi - 69/19-25);


"Artık kimin kitabı sağ yanından verilirse; o, kolay bir hesap ile sorguya çekilecek...
Kiminde kitabı sırtının arkasından verilirse; o da helâki çağıracak" (el-İnşikak Suresi - 84/7-10)
olarak bildirilen hesabın görüşülmesinden (rüyetinden) sonra ilâm gibi neşredilip dağıtılacak sahifelerdir.



Bunların neşri, dağıtılıp sahiplerine verilmesi demektir. Buna bazı hadislerde "Tetâyur-ı suhuf sahifelerin uçuşması" tabir olunmuştur.
Âlûsî'nin kaydettiğine göre Mersed b. Vedâa'dan rivayet edilmiştir ki;

"Kıyamet günü olunca, Arşın altından sahifeler uçuşur mü'minin sahifesi eline düşer.
Onda "Cennet-i Âliye'de"; kâfirin sahifesi de eline düşer. Onda da, "Semüm ve Hamim'de" diye yazar"

Kiramen Kâtibîn'in yazdığı sahifeler bu sahifelerdir (el-İnfitâr Suresi - 82/10-12).
O defterlerin açıldığı hesab günüdür ki insanın bütün amelleri ortaya dökülür
(İbn Mâre, Zühd, 33; Tirmizî, Kıyamet, 4; İbn Hanbel, IV/414).


2 - Suhuf-u Mükerrame ve Suhuf-u Mutahhare: Bu ikisi de Kur'ân-ı Kerimin isimleridir. Kur'an-ı Kerimi vasıflarlar.


Birincisi "O Kur'an, şerefli -üstün, yüceltilmiş, tertemiz kılınmış sahifelerdedir-" (Abese Suresi - 80/13-14) şeklinde;
ikincisi de, "Allah'tan gönderilmiş bir elçi ki, tertemiz sahifeleri okumaktadır. Onların içinde dosdoğru yazılı hükümler vardır" (el-Beyyine, 98/2-3) şeklindedir.



Kur'ân-ı Kerim Mekke'de inmeye başlamıştır. İndiği günden itibaren hem ezberlenmiş,
hem de her biri ağaçtan, deriden, taştan, kemikten, yapraktan birer safha ve levha üzerine tesbit edilmiş,
ayrı ayrı defterlere yazılmış, itina ile zabt ve hıfzedilmiştir.


Bunlara mushaf gibi hepsi bir cildde olmak manasına suhuf denilemezse de, her biri bir sahife demek olacağından,
ayrı ayrı bir halde sahifeler manasına suhuf kavramı onları kapsar.


Burada suhuf Kur'ân-ı Kerim sahifeleri manâsına kullanıldığına göre,
Kalem süresinin birinci âyetinde kendisine yemin edilen kalemin Levh-i Mahfûza yazdığı sahifelere,
meleklerin Levh-i Mahfûzdan istinsah edip vahiy ile getirdikleri sahifelere ve sonra mushaf
sahifelerini teşkil eden alel-umum Kur'ân sahifelerine sadıktır (Elmalılı, Hak Dini Kur'ân Dili, IX/5578).




Kur'ân sahifelerinin iki kapak arasında toplanmış mevcut şekline Mushaf denmesi bundandır
(Buhari, Tefsiru Süre-i Kâf, 9; Süre-i Ahzâb, 3; Fedailül-Kur'ân, 3; Ahkâm, 37; Cihad, 12).

Hadis-i şeriflerde bildirilen suhuflardan bazıları da şunlardır:
I- Mukadderatın yazıldığı sahifeler: Bu, Tirmizi'nin İbn Abbas (r.anhüma)'dan rivayet ettiği bir hadis-i şerifte; "Kader kalemleri kaldırıldı ve (mukadderatın yazıldığı) sahifeler (in mürekkebi) kurudu " (Tirmizi, Kıyamet, 59) şeklinde bildirilir.

Bu sahifeler mukadderat sahifeleridir. Kader kaleminin bu sahifelere yazdığı mürekkebin kuruması,
artık yazılan kaderin kesinleşip değişmeyeceğini ifade etmektedir.
Nitekim Kütüb-ü Sittedeki bazı hadislerde kuruyanın kalemin mürekkebi olduğu belirtilmektedir ki;
bu durumda artık mukadderat yazmayacaklardır (Buharî, Kader, 2; Nikâh, 9; Müslim, Kader, 8; İbn Mâce, Mukaddime, 10; Nesei, Nikâh, 4).


2- Hadis-i Şeriflerde bildirilen suhuftan birisi de:
"Cuma günü olunca mescid kapılarının her birinde bir takım melekler, girenleri sıralarıyla yazarlar.
İmam minbere çıkıp oturunca, fazilet derecelerini tesbite mahsus olan sahifeleri (suhufu),
yani defterleri dürüp hutbeyi dinlemeğe gelirler" (Buhari, Cum'a, 31; Müslim, Cum'a, 24-25; Nesei, Cum'a, 13) şeklinde ifade edilendir.



İmam Ahmed b. Hanbel'in Müsnedinde Ebû Said el-Hudri'den rivayetinde,
müezzin ezanı okuyup imam minber üzerinde oturunca sahifeler dürülür ve
melekler mescidin içine girip hutbeyi dinlerler" şeklinde varid olmuştur.


Ebû Nuaym'ın Hilyesinde İbn Ömer'den gelen bir rivayette bu meleklerin Hafeze denilen ve günahlarla sevapları yazan melekler olmadıkları, ellerindeki sahifelerin nurdan olduğu zikredilmiştir.

Ebû Ümame (r.a)'in Ahmed b. Hanbel'in Müsnedindeki rivayetinde, "meleklerin mescid kapılarında Cumaya gelenleri sıra ile yazdıkları" haber verildikten sonra; "Halbuki korunmasını üstlendikleri kimselerin yanlarından ayrılmazlar" buyurulmuştur.

Meleklerin dürdükleri bu sahifeler Cumaya erken gelmeye ait faziletlerle ilgili sahifelerden ibaret olup,
yoksa hutbeyi dinlemek, namaza yetişmek, zikir, dua, huşû gibi hususlarla ilgili olan faziletleri Hafeze melekleri ayrıca yazarlar.
Nitekim İbn Mâce rivayetinin sonunda, "Bundan sonra gelen, artık yalnız namazın ecrini almak için gelmiş olur" ziyadesi vardır
(Tecrid Tercemesi, III, 15-16). ŞAMİL İSLAM ASNİKLOPEDİSİ SUHUF MADDESİ / İsmail KAYA








🌹Hadis-i Şeriften Dualar 🌹 Arapça ve Türkçe

🌹 Hadis-i Şeriften Dualar Arapça ve Türkçe 🌹


بِسْمِ اللهِ اَلْحَمْدُ ِللهِ وَحْدَهُ، وَالصَّلاَةُ وَالسَّلاَمُ عَلَى مَنْ لاَنَبِيَّ بَعْدَهُ

🌹Allah’a hamd olsun. O Tektir. Salât ve selâm, kendisinden sonra Nebi gelmeyecek olan Muhammed - sallallahu aleyhi ve sellem-’e olsun.

🌹(Resûlüm!) De ki (Kulluk ve Dua için) yalvarmanız olmasa Rabbim size ne diye değer versin?.." (Furkan Suresi- 77)

🌹Bilâkis yalnız Allaha yalvarırsınız O da (kaldırılması için) kendisine yalvardığınız belâyı (Musibeti) dilerse kaldırır" (Enam Suresi - 41)

🌹Rabbiniz şöyle buyurdu Bana dua edin kabul edeyim Çünkü bana ibadeti bırakıp büyüklük taslayanlar aşağılanarak cehenneme gireceklerdir (Mü'min Suresi - 60)




🌹 Kur'an'ın gölgesi altında yaşamak bir nimettir. Sadece onu tadanın alabileceği bir nimet.
🌹 İnsan ömrünü yücelten, onurlu kılan ve arındıran bir nimet.
🌹 Allah'a hamdolsun ki, bana ömrümün bir bölümünü Kur'an'ın gölgesi altında yaşama imkanını bağışladı.
🌹 Bu dönemde hayatımın bugüne kadar ki bölümünde hiç tatmamış olduğum bir nimetin hazzını duydum.
🌹 İnsan ömrünü yücelten, onurlu kılan ve arındıran nimetin hazzını..
Kur'an-ın Gölgesinden Mesajlar Şehid Seyyit Kutup


🌹 Rabb olarak Allah'tan, Din olarak İsalam'dan, Resul ve Nebi olarakta Muhammed'ten(a.s) Razı oldum; ve kayıtsız ve şartsız teslim oldum Sen Şahitsin Rabbin EBUBEKİR YASİN Kuran ve Sunnetin aydınlığında buluşmak ümidi ile… Eraykitap


Dua Hakkinda Ayet Hadis

Abdullah bin Mesud'un (r.a) Duası

🌹 Arapça ve Türkçe
اَللّٰهُمَّ إِنِّي أَسْأَلُكَ إِيمَانًا لَا يَرْتَدُّ وَنَعِيمًا لَا يَنْفَدُ وَمُرَافَقَةَ نَبِيِّكَ مُحَمَّدٍ فِي أَعْلَى جَنَّةِ الْخُلْدِ

🌹Dua'nın Latince Okunuşu
Allahumme inni eseluke imanen la yerteddu ve naimen la yenfudu ve murafakate Muhammed (Sallallahu aleyhi ve sellem) fi e'ala cennetil khuld


🌹Dua'nın Türkçe Manası veya Meali
Allahım! Senden asla sarsılmayan iman bitmez tükenmez nimet ve KHuld cennetin yüksek makamında Muhammed (Sallallahu aleyhi ve sellem) arkadaşlık dilerim 🌹Duanın Keyfiyeti Tirmizî, Cum'a 64, (593)

⇒ İbni Hibban İbni Musud (r.a)'dan Mevkuf olarak rivayet etmiştir Mevarid - s- 604-Rakam - 2436)
⇒ Ahmed bin.Hambel 1/386 - 400)
⇒ Nesei Gece ve Gündüz Bölümnde No: - 869)
⇒ Kütüb-üs Sitte 7300 Hadis Dua - Duanın Fazileti ve Vakti - Duanın Keyfiyeti Tirmizî, Cum'a 64, (593)




سُبْحَانَكَ اَللّٰهُمَّ وَبِحَمْدِكَ اَشْهَدُ اَنْ لَا اِلٰهَ اِلَّا أَنْتَ وَحْدَكَ لَاشَرِيكَ لَكَ اَسْتَغْفِرُكَ وَاَتُوبُ اِلَيْكَ



🌹Duanın Latince Okunuşu
Subhanek Allahumme vebi hamdik eşheduen la ilahe illa Ente vahde la şerikelek esteğfiruke be etubu ilek

🌹Duanın Türkçe Meali / Manası
Allahım Seni hamdinle tesbîh ederim ey Rabbbim! Senden başka bir ilâh bulunmadığına ve yalnız Sen olup şerîkin olmadığına şehâddet eder, Senin mağfiretini diler, sana tevbbe ederim.” İbn Hanbel, II, 369




  • Bir Müslümanın Allah Subhanehu ve Teala'ya Dua Ederken Bilmesi Gereken Kısa Bir Bilgi Lutfen Okuyun ✪


  • 🌹 Hadis-i Şeriften Dualar 🌹 Hadis-i Şeriften Dualar 🌹 Arapça ve Türkçe
    Copyright Eraykitap ilmin kısa yolu © 2009 - 2025 Tüm hakları saklıdır.
    Eraykitap - Anasayfa
    Eraykitap - Resim Galerisi
    Eraykitap - Video Galerisi





    🌹 Kur'an-ı Kerimde Arapça ve Türkçe 🌹 Kur'an-ı Kerimde Okunacak Dualar Arapça ve Türkçe 🌹 Abdesti Emreden Ayetler Arapça ve Türkçe 🌹 Tevbe İstiğfar için Dua Ayetleri 🌹 Araba Gemi Uçağa Tren bil umum vasıtalara Binerken Dua Ayetleri 🌹 Nazar Kem Göz.. Okunacak Dualar Ayetleri 🌹 Umre Hacc Tavaf ve Say İçin Okunacak Dua Ayetleri 🌹 Hutbetul Hace Okunan Dua Ayetleri 🌹 Cuma ve Bayram Hutbelerinde Okunan Ayetler 🌹 Akşam Yatmadan Okunan Ayet ve Sureler 🌹 Musibette Okunan Dua Ayetleri 🌹 Hamd Etmek için Okunan Dua Ayetleri 🌹 Şirkten Korunmak icin Dualar 🌹 Sabah Akşam Okunacak Dualar Arapça ve Türkçe